Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam8
Toplam Ziyaret710364
Hippiler ve Yippiler

Yol kenarında çiçek satan genç bir Hippi kız l Oklahoma l ABD l 1973

“Hippi” kelimesi, İngilizce’de “güncel olan”, “modaya uygun” anlamına gelen “hip” kelimesinden türetilmiş. 1950'lerde San Francisco, Los Angeles ve New York gibi metropollerdeki bohem sanatçıları temsil eden, onlara ilham veren “Allen Ginsberg”, “Jack Kerouac” gibi, sıradan anlatı değerlerini, alışılmış yaşam tarzlarını reddeden, geleneklere karşı duran, özgürlükçü düşünce ve ifade tarzını benimseyen entelektüel kimseler, Hippi diye adlandırılmış. 

Hippi terimi daha sonra, büyük ölçüde, o dönem, “San Francisco Chronicle” adlı bir gazetede köşe yazarlığı yapan “Herb Caen”in, köşe yazılarında Hippilere ve yaşam tarzlarına sık yer vermesi sayesinde, 1967 yılından itibaren, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve İngiltere de dahil olmak üzere, diğer tüm ülkelere yayılmış.

Hippi hareketi kısmen, ABD'nin Vietnam Savaşı'na katılmasına ve savaş boyunca işkence, tecavüz ve toplu infaz gibi sayısı belirsiz savaş suçu işlemiş olmasına muhalefet olarak ortaya çıkmış olsa da, “Hippiler”, "Yippiler" olarak bilinen aktivist yandaşlarının aksine, siyasetle pek meşgul olmamışlar, bir küstahlık olarak gördükleri hayatı istedikleri şekilde yaşamayı tercih etmişler.

“Yippiler” (Yippies) olarak adlandırılan “Uluslararası Gençlik Partisi” (YIP), Amerikan gençliği odaklı, savaş karşıtı, radikal ve devrimci bir hareket olarak, 31 Aralık 1967'de kurulmuş. Anti otoriter bir gençlik hareketi olan Yippiler, 1968'de bir domuzu ("Ölümsüz Pigasus") Amerika Birleşik Devletleri Başkanı adayı olarak göstererek, sosyal statükoyla alay etmişler.

‘Yippie'lerin bir akıma üyeliği ya da hiyerarşisi olmamış. Hareket, 31 Aralık 1967'de, New York'taki bir apartman dairesinde yapılan bir toplantıda Abbie HoffmanJerry Rubin, Nancy Kurshan ve Paul Krassner adlı aktivistler tarafından kurulmuş. Kendi anlatımına göre Yippi ismini, Hippi isminden esinlenerek olsa gerek, Paul Krassner icat etmiş. Neden Yippi? diye soranlara; Basın 'Hippi'yi yaratır da, biz 'Yippi’yi yaratamaz mıyız?" demiş.

Bilgi: Hippiler ve Yippiler, Encyclopedia Britannica’dan edinilmiş bilgiler ışığında yazılmış bir tanımlamadır!


kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunım Sayfası

Güncel Kalabilmenin Sırları

www.kosektas.net

Köşektaş Manzarası - 1980 - Tuval üzerine yağlıboya - 60 x 45.
Sizin hiç Köşektaş'la sevişirken çocuğunuz oldu mu?
Köşektaşlı resim sanatçısı Adnan Yalım'ın, 1980 yılının Temmuz
ortası ile Ağustos ortasını oluşturan zaman diliminde, bir
ay süren bir uğraşı sonrası, tuval üzerine yansıtmış
olduğu bir Köşektaş manzarası.
kosektas.net

KÖŞEKTAŞLI RESİM SANATÇILARININ TABLOLARI


     

Köşektaşlı resim sanatçılarının tabloları; kim ne kadarını görebiliyorsa
ona o kadar görünen hayali bir dünya!
kosektas.net

INTERNET ORTAMINDA GÜNCEL KALABİLMENİN SIRLARI

O kadarını bizim Zafer de yapar!
Dişlininoğlu

19.12.2014, Cuma

Internet ortamında güncel kalabilmenin bir başka sırrı da, azimli ve kararlı olmanın yanında, ürettikleriyle değer yaratmış insanlarla iletişim kurabilme yetisinde yatıyor. Yoksa, "Bizim de bir sitemiz olsun!" hevesiyle site inşa edenlerin çoğu, iyi kötü bir şeyler bulup, birkaç güncelleme yaptıktan sonra, bu işi, ya "kaynak bulamadıklarından" ya da "zahmetli ve sıkıcı gördüklerinden", ipin ucunu birden bırakıverirler. Böylece, başlangıçta büyük hayellerle inşa edilen sitelerin çoğu, varlıklarını sürdüremeyerek, kaybolup giderler...

Internet ağındaki yayın hayatına 2003 yılının Aralık ayının son gününde birkaç sayfalık bir site olarak başlayan Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası kosektas.net, ta o günden beri, düzenli olarak güncellenen bir sayfadır! Bilgisunum sayfamız kosektas.net, yayın hayatına atıldığı ilk güncellemeden bu yana, Köşektaş insanının geçmişe yönelik yaşam kültürünü manşetleştirmenin yanısıra, kültür ve sanat boyutlarına da önemli ölçüde yer vermiştir! Bu bağlamda bilgisunum sayfamız kosektas.net, gerek hedef kitlesini, gerekse kaynağını salt kendi çapında kültürel çalışma yapanlarla sınırlı tutmamış, köyümüz şairleri, resim ve ses sanatçıları, fotograf tutkunları ve öğretmenleriyle de iletişime geçerek, site içeriğinin çok yönlü ve çok renkli olmasına zemin hazırlamıştır!

Düzenli olarak gerçekleştirilen güncellemelerle ziyaretçilere sunulan yazıların güncellik, düzgünlük, nesnellik, bilimsellik ve en önemlisi de doğruluk gibi ölçütlere göre seçilmiş olması, sitemizin güvenirliğini önemli ölçüde sağlamlaştırmıştır. Bu bağlamda, kimi art niyetliler tarafından uydurulan yalanlar, maskelenen gerçekler, sürdürülen karalama kampanyaları, henüz amaçlarına ulaşmadan, anında çürütülmüşlerdir!

Köşektaş albümü kosektas.net, son on dokuz yılda edindiği kendine özgü özelliklerini yitirmeden, içeridiği düzey ve kaliteden ödün vermeden, zamanın gerektirdiği koşullara göre, Internet ağındaki varlığını sürdürmeye devam edecek! Bu bir tecih ya da istek sorunu değil, bu, yıllar önce düşünülmüş ve düzene sokulmuş bir çalışma ahenğinin özdevinirliğidir!

Bizce merakın, bilginin ve paylaşımın sonu yok. kosektas.net’i yoktan biz varettik, biz büyüttük, biz yaşatacağız!

Döndükçe yaşanılası şu güzelim dünyaya bir kez daha gelecek olsak, Köşektaş sitesinin düzenlemesini yine biz yapmak, Köşektaşlı şairlerin ve sanatçıların yapıtlarını yine biz betimlemek isterdik! kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası  


Yorumlar - Yorum Yaz
Araştırma

Facebook insanı
dar görüşlü yapıyor!
Hüseyin Seyfi

Teknoloji iletişim alanında geliştikçe sosyal ağlar da çoğalıyor. Sosyal ağlar geleneksel düşünme biçimlerini yıkıyor. Gizli ve mahrem kalması özel bilgiler açığa çıkıyor. Olaylar karşısında insanların gösterdikleri tepkiler değişiyor, özellikle gençlerin olaylara karşı gösterdikleri merhamet, acıma, heyecan gibi duygular sosyal ağlar sayesinde alışılmışın dışına çıkıyor. Onları daha bencil kılıyor.

Dijital ortamda insanların olayları kavrayış ve algılayışları farklı.  

Facebook bunlardan biri. Facebook'a günde bir milyardan fazla giriş yapılıyor.

Facebook'un insan üzerindeki etkilerini ortaya koymak bakımından gelişmiş ülkelerde birçok araştırma yapılıyor. Bu araştırma sonuçlarından anlaşıldığına göre, özellikle çocuklar ve gençler üzerinde olumlu olumsuz etkileri, kullanıldığı süreye, kullanım amacına bağlı olarak değişiyor. Uzun süreli kullanımların olumsuz etkilere yol açtığı biliniyor. Video oyunlar ve internet benzeri teknolojileri fazla kullanan çocukların fazla uyuma, obezite, karın ağrıları sorunlarına ek olarak beyin ve sinirsel gelişimi etkilediği ileri sürülüyor. Facebook'ta çok kalan çocuğun eğitim durumu olumsuz etkileniyor. Facebook'ta fazla ilgili insanda narsist davranışlar gözleniyor.

Başka bir araştırmanın  yaşlı ve orta yaş grubu insanların,  geçlerden daha mutlu olduğunu ortaya koyması da benzer sonuca varıyor. Facebook veya Instagram benzeri ağlar insanlarda yalnızlık duygusunu körüklüyor, sanal ortamda kendinde olmayanı başkalarının varlığı ile kıyaslayarak mutsuz oluyor. [Amy Molloy, The Telegraph]

Facebook insanı dar görüşlü yapıyor;

7. Ocak. 2016 tarihli, The Telegraph com' da Victoria Ward imzası ile yayınlanan bir yazıda verilen bir araştırmada, Facebook kullanıcıları kendi inanç ve fikirlerini başkaları ile paylaşarak doğrulayıp pekiştiriyor. İnsan, kendi inanç ve düşüncelerine uyanları arayıp bulmaya meyilli olduğundan, önyargılı, tartışmasız ve tekrar eden dönüşümler içinde kalıyor. The Proceedings National Academy of Sciences 2010- 2014 arası sosyal ağlarla ilgili insanlarla yapılan görüşmeden kullanıcılar, kendi ilgi alanlarında kutuplaşmaları ve ayrımcılığı besleyen,  pekiştiren topluluklarla bir araya gelme ve toplanma eğilimindeler. Çoğunlukla ön yargılı, asılsız, doğruluğu kanıtlanmamış söylentiler, şüpheye ve paronaya kışkırtıcılığına yol açıyor. Bilimsel içeriği olmayan bölük pörçük bilgiler, haberler, hızla sosyal paylaşımcılar arasında yayılıyor ve çoğunlukla kabul ediliyor.

Sosyal ağ kullanımı ve amacı yaşa, çevreye, eğitime ve kültüre bağlı. Suistimallere- kötüye kullanımlara açık bir alan. Doğru kullanıldığında yararları çok.

Internet ağları ceplere kadar girdi. Ülkemizde sosyal ağların kullanımın yaygınlığını belirtmeye bile gerek yok. Bu yüzden konu ile ilgili bilimsel araştırmaların yapılarak kamuoyunun bilinçlendirilmesi zorunlu bir ihtiyaç haline gelmiş durumda.

[Victoria Ward,
The Telegraph
]

Hüseyin Seyfi