Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam99
Toplam Ziyaret760107
Norman Rockwell

Bir spor olayı, bir tartışma, zorlu bir çalışma, bir çeşit gevezelik, Norman Rockwell'in işlemiş  olduğu, resimlerine yansıtmış olduğu kimi konular, ancak uyum yıllarında ABD'li polis memurlarının himayesinde okula giden bir kız çocuğunu konu edinen “Hepimizin Yaşadığı Sorun” adlı çalışması, belki de en dikkate değer olanı.

Üretken ve yetenekli bir illüstratör olan Norman Rockwell, 20. yüzyılın ortalarında Amerika'nın en popüler sanatçısıymış ve haftalık The Saturday Evening Post dergisi için üç yüzün üzerinde kapak resmi çizmiş. 

Tarzı abartılı bir gerçekçilik olan Rockwell’in resimleri, gerçek gibi görünen insanlar, sadece bir miktar karikatür içeriyor. Rockwell zamanla, Saturday Evening Post'un okuyucu kitlesinin ilgisini çeken hikayeler ve karakterler konusunda uzmanlaşmış: Beyaz, Orta Sınıf Amerika, Yaramaz Çocuklar, Vızıltılar ve At Kuyruklular, Yakışıklı Kocalar ve Pembe Yanaklı Eşler, Nazik ve Kibar Büyükler, Sevimli Köpekler ve daha niceleri,  kimi zaman belirli bir anın hemen öncesinde, kimi zaman da  hemen sonrasında yakalanmışlar Rockwell’in fırçasına.

Resime konu olan Ruby Bridges, 1954 yılında doğmuş; aynı yıl yüksek mahkeme, aldığı bir kararla, o yıllarda okullarda yapılan ayrımcılığın anayasaya aykırı olduğunu ilan etmiş. Ancak, Ruby Bridges anaokuluna başladığı yıllarda, birçok okul yüksek mahkemenin aldığı karara uymamış. Ruby'nin ebeveynleri, New Orleans'taki okullarda yapılan ayrımcılığa karşı çıkmışlar, fakat bunun bedelini çok ağır ödemişler: Babası işini kaybetmiş, çiftçilikle uğraşan büyükannesi ile büyükbabası topraklarından ayrılmak zorunda kalmış. 

Evli ve dört çocuk annesi olan bayan Bridges Hall, New Orleans'ta, demokratik değerleri; hoşgörüyü, saygıyı ve tüm farklılıkların uyum içinde yaşamalarını teşvik etmek amacıyla, “Ruby Bridges Vakfı”nı kurmuş. Barack Obama, okullarda ayrımcılığa karşı başlatılan mücadelenin 50. yıldönümünde, Norman Rockwell Müzesi’ni Ruby Bridges Hall ile birlikte gezmiş ve o tablonun önüne geldiklerinde: "Eğer siz olmasaydınız, ben bugün başkanlık koltuğunda oturmayabilirdim!” demiş.

Ruby'nin okula yürüyüşü, Amerika’daki iç savaşa kadar uzanan bir tarihin parçası olmuş. Abraham Lincoln'ün özgürlük bildirgesine ve ABD anayasasında köleliği kaldıran bir değişikliğin kabul edilmesine rağmen, Afrika kökenli Amerikalılar hiçbir zaman tam anlamıyla özgür olamamışlar. 1800'lerin sonlarına gelindiğinde ise, güney eyaletlerde yürürlükte olan "Jim Crow Yasaları", siyah tenlilerin kütüphaneler, okullar, toplu taşıma araçları ve yüzme havuzları gibi herkese açık sosyal tesisleri beyaz tenlilerle paylaşmalarını engellemiş..

Bilgi: Bu sütuna aktarılan bilgiler, "The Saturday Evening Post" adlı haftalık bir derginin Internet sayfasından edinilmişlerdir! 

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası

SANAT, FELSEFE VE BİLİM YAZILARI

Musa Kâzım Yalım

Hasanoğlan Köy Enstitüsü Mezunu


Köy Enstitülü Musa Kâzım Yalım`ın 11 Aralık 2005´te Cumhuriyet Gazetesi`nde yayınlanan "Güzel Sanatlar İlgi Bekliyor" adlı yazısı...Sanat değeri yüksek bu yazıyı sitemize bahşeden Köy Enstitülü sayın Musa Kâzım Yalım`a teşekkür ederiz! kosektas.net


Güzel Sanatlar İlgi Bekliyor

Anlaşılan o ki, Türkiye'de, güzel sanatlarla ilgili değerlerin değeri, hâlâ kavranamamış durumda. Oysa Rönesans hareketi, resim sanatıyla başlamıştır. Resim sanatıyla doğaya ve onun bir parçası olan insana dönülmüştür. Bundan sonra da doğayı ve insanı araştırıp incelemeyle deneysel metoda geçilmiştir. Bilimin ve tıp biliminin, hızla gelişmesi ve bugüne ulaşması sağlanmıştır. Güzel sanatlar ve bilim, demokrasi ve hoşgörünün kaynağıdır. Güzel sanatların ve bilimin önemsenmediği toplumlarda demokrasi de olamaz. Çağdaş dünyada, demokrasiyi tam anlamıyla uygulayan toplumlar, güzel sanatlara ve deneysel metoda dayalı bilimsel bilgiye borçludur. Güzel sanatlara ve bilime dayandırılmayan demokrasi, göstermelik ve aldatıcıdır. Güzel sanatlar, bilimin, yaratıcılığın ve hümanizmin anasıdır. Güzel sanatlar, insansal duyguların dostu, içgüdüsel duyguların da düşmanıdır. İnsanı insanlaştıran güzel sanatlar ve bilimdir. İnsan hayatta ne kadar bilgilenmiş ve ne kadar güzel sanatlarla ilgilenmişse, o oranda insani değerlere ulaşmıştır. Güzel sanatlar ve resim sanatıyla ilgili olarak, dünya çapındaki büyüklerin görüşleri, güzel sanatlara ve özellikle de resim sanatına çok büyük önem vermemizi zorunlu kılıyor

Büyük sanatçı Leonardo da Vinci, eşi ve benzeri bugüne kadar daha dünyaya gelmemiş, Tanrı tarafından çok yönlü ve ayrıcalıklarla yaratılmış tek insandır. Yüce Tanrı, dünyada hiçbir öke (dâhi) için bu kadar cömert davranmamıştır.

Atatürk 'ün, resim sanatı ve güzel sanatlarla ilgili görüşleri, çağdaş Türk sanatına ve sanatçısına ışık tutacak ve sanatta gidilecek yolu gösteren köklü bir devrim niteliğindedir. Yazar İhsan Akay , Atatürk ile ilgili ''Atatürkçülüğün İlkeleri'' adlı yapıtının 166. ve 167. sayfalarında şöyle diyor:

''...Atatürk'ün, yaşamayı sever, iyimser bir insan olduğunu gördük... Yeryüzüne tutkun bir adam, resim sanatına sırt çeviremezdi. Devrim ateşi içinde resim ve heykel sanatına da ilgi duydu ve izlenmesi gereken yönleri gösterdi. Yeni Türk resmi, İslam geleneğinden uzaklaşıp Batı tarzı ile yoğrulacak, Türk'e özgü olanı renk ve çizgi halinde verme çabası güdecekti...

Yurt gerçeklerinin çizgi ve renkle de bir an önce anlatılmasının özlemini çekiyordu Atatürk. Kendi toplumsal yaşayışını Batı'daki gibi tabloya ve heykele, din geleneği yüzünden aktaramamış olan ülkemiz, Batı'ya yöneliş çağında gerçekleştirmek zorundaydı bu özlemi. Soyut sanat ve başka etkenler biraz köstekledi bu gidişi. Ama bilelim ki zamanı geldiğinde, sanatta da Atatürk'ün çizmiş olduğu yola dönülecektir.''

1 Kasım 1936'da BMM'nin açılış söylevinde yine güzel sanatlar konusuna değinir Atamız: ''Güzel sanatların her şubesi için, kamutayın göstereceği ilgi ve emek, ulusun insanlık ve uygarlık hayatı ve çalışkanlık veriminin artması için çok etkilidir. Bir ulus sanattan ve sanatçıdan yoksunsa tam bir hayata sahip olamaz. Sanatçı, toplumda uzun çabalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır.''

Atatürk ile Leonardo da Vinci'nin güzel sanatlar ve bilimle ilgili değerlendirmeleri, büyük ve tam bir benzerlikle örtüşmektedir.

Musa Kâzım YALIM
Eğitimci

Cumhuriyet-11.12.2005 Günü 2. Sayfa - Cumhuriyet Gazetesi Arşivi



0 Yorum - Yorum Yaz
Teyyareler Köye İndi


Hüseyin Seyfi

Unutulmaya yüz tutmuş konuları, berrak bir dille yazıya yansıtarak, Internet ortamında manşetleştiren öğretmen Hüseyin Seyfi'ye çok teşekkür ederiz!
kosektas.net

Köyde kiremitli derme çatma üç binadan biri okul, biri sağlık- ebe evi, buna, köylü ‘ebe damı’ diyordu. Diğer kiremitli ev ise askerlik görevini yaparken gözlerini kaybeden Omar Emmi’ye devlet tarafından yaptırılmıştı. Bunlara bir de çinko kubbeli camiyi sayarsak biraz modern görünümlü dört bina. Bu modern görünümlü dört binadan dolayı köye iki uçak indiğine tanık olmuştuk.

Islak bir mart ayında dört kızdan sonra Doyduk Teyze’nin üçüz doğurduğu seneydi. Mahallede yedi sekiz yaşlarında birkaç çocuk bebekleri merak edip, Doyduk Teyze’nin evine bebekleri görmeye gitmiştik.

Bebeklere sevgi ile bakarken dışarda şiddetli bir gürültü işittik. Ara sıra köye gelen motorlu araçların gürültüsüne koşan biz çocuklar, bebekleri beşiklerinde bırakıp dışarı fırladık. Toprak evlerin tepeleri bir anda insanlarla dolmuştu. Gökyüzünde iki uçak alçaktan uçuyor köy üzerinde sanki şov yapıyordu.

İnsanlar uçaklara el sallıyor, şapkası olan yetişkin erkekler şapkalarını ellerine almışlar uçakları selamlıyorlardı. Bir iki kişi de bayrak gösteriyordu. Uçaklar gökyüzünde üç beş kilometre kadar uzaklaşıyor, tam ayrılacaklar sanıldığı anda geri dönüyorlar alçaktan köy üzerinde uçuyorlardı. Sonunda bu kadar kalabalığın merakını ve selamlayışını kıramadı uçaklar ve arka arkaya iki kuş gibi harman yerine indiler. O zamana kadar değil uçak, doğru dürüst makinalı araç bile görememiş çocuklar ve köylüler karşıya, harman yerine hücum ettiler. Uçaktan birer pilot inerek köylüleri, köylüler de onları karşıladı.

Çok geçmeden uçakların iniş nedenleri anlaşılmıştı. Köyü Hacıbektaş sanmışlar geçerken Hacıbektaş Veli Türbesini ziyaret etmek istemişlerdi. Ebe evinin iki bayrağı sağlık ocağı, caminin minaresiz kubbesi Hacıbektaş Veli Türbesi görüntüsü vermiş pilotlar köye inmişlerdi. Taşıt olarak sadece at arabalarının kullanıldığı bir zamanda, tüm köylü ilk ve son kez köye inen tayyare görmüşlerdi.

Hüseyin Seyfi


Gerçekte bu bahçe eteğinde çiçeği olan herkese açıktır. Çiçeği bu bahçeye dikmek için; çiçeğin sağlam, sağlıklı ve kaliteli olması, çiçeğin güzel kokması gerekmektedir.

Hem bir bütün olarak hepimizin, hem de ayrı ayrı her birimizin olan bu bahçeyi çiçeklerinizden mahrum bırakmayın! kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası