Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam50
Toplam Ziyaret806552
Şair Nedim Uçar

Şair Nedim Uçar
5 Ocak 1945 - 26 Kasım 2018

Doğanın görkemliliğini yakalamış, anayurdunu karış karış dolaşmış, anadilinin doğurganlığının farkına varabilmiş, az şair vardır, işte onlardan biri Nedim Uçar’dır.

Şair Nedim Uçar'ın şiirleri, nadir görülen bir berraklıkta parlar; sade ve yalın, kısa ve açık dizeler, duygusal derinlik ve içgörü içerir. 

Şair Nedim Uçar’ın şiirleri okuyanları, karlı dağlara, sığ ormanlara, sarp yollara, alçak ovalara, coşkun ırmaklara, buz mavisi sabahlara, gül kurusu akşamlara, menekşe moru gecelere, göz kırpan yıldızlara, dik ve derin kanyonlara, sığ vadilere, engin denizlere, hırçın şelalelere, yüksek tepelere, davet eder.

Şair Nedim Uçar, günlük rutinleri derin düşüncelere dönüştürme konusunda son derece mahirdi. Bu maharetiyle bize, şiirin görkemliliğe ihtiyaç duymadığını; en karamsar günlerden, en mütevazı ortamlardan, en sessiz anlardan ve hayatın en bilindik kavşaklarından şiir doğabileceğini gösterdi.

Şair Nedim Uçar’ın şiirlerini okumak, doğanın gerçeği fısıldadığı, inzivanın bilgeliği tetiklediği bir dünyaya adım atmaktır. Nedim Uçar’ın her şiir kitabı şiirseverler için bir hazinedir. O kitaplardaki şiirler okuyanları, zengin imgeler ve kafiyeli sözler eşliğinde, doğal, ulusal ve evrensel değerlere ulaştırırlar!

Şair Nedim Uçar’ın Şiir Kitapları

  • Öksüz
  • Yağmurla Geliyorum
  • Gül Kurusu Akşamlar
  • Göz Kırpan Yıldızlar
  • Yıldızlar Düşer Avuçlarıma
  • Gün Işığında Zaman
  • Dünya Bir Dostluk Bahçesi
  • Titreyen Sular
  • Yıldızlar Ellerimde Ufalır
  • Yeşil Vadiler
  • Gönlümün Irmakları
  • Buz Mavisi Sabahlar
  • Dizelerle Nasrettin Hoca
  • Sılaya Özlem
  • Yolda Geçen Bir Ömür

Şair Nedim Uçar’ın kimi şiir kitabı kütüphanemizde mevcuttur, isteyenlere ücretsiz ulaştırılır.

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası

Anasayfa

www.kosektas.net

Hayvanlardan Tanrılara l İnsan Türünün Kısa bir Tarihi

Sapiens, insanlık tarihindeki farklı atılımları ele alan dört ana bölümden oluşuyor: Bilişsel Devrim'den Tarım Devrimi'ne ve insanlığın birleşmesinden Bilimsel Devrim'e kadar Harari, değişimlerin insanlığın gidişatını nasıl etkilediğini gösteriyor.

kosektas.net

KİTAP TANITIM KÖŞESİ l SAPIENS



Homo sapiens, tanrılar, devletler, para ve insan hakları gibi yalnızca kendi hayal gücünde var olan şeylere inanabilen tek hayvan olduğu için dünyaya hükmeder: Bu kışkırtıcı fikirden yola çıkan Sapiens, insan türünün tarihini yepyeni bir bakış açısıyla yeniden anlatıyor.

Paranın şimdiye kadar tasarlanmış en çoğulcu karşılıklı güven sistemi olduğunu; kapitalizmin şimdiye kadar icat edilmiş en başarılı din olduğunu; modern tarımda hayvanlara yönelik muamelenin muhtemelen tarihteki en kötü suç olduğunu ve atalarımızdan çok daha güçlü olsak da onlardan çok daha mutlu olmadığımızı açıklıyor.

YUVAL NOAH HARARI

Yetmiş bin yıl önce, yeryüzünde en az altı farklı insan türü vardı. Bunlar, ekolojik etkileri ateş böcekleri veya denizanasından daha az olan hayvanlardı. Bugün ise geriye sadece bir insan türü kaldı: Bu gezegenin hakimi biz. Homo sapiens.
 
Sapiens adlı kitap okuyanları, evrimsel köklerinden kapitalizm ve genetik mühendisliği çağına kadar tüm insanlık tarihinde nefes kesici bir yolculuğa çıkarıyor.
Sapiens, tarımın ortaya çıkışı, paranın icadı, dinin yayılması ve ulus devletin yükselişi gibi insanlığı ve etrafındaki dünyayı şekillendiren temel süreçlere odaklanıyor. Türünün diğer kitaplarından farklı olarak Sapiens, tarih, biyoloji, felsefe ve ekonomi arasındaki boşlukları daha önce hiç görülmemiş bir şekilde köprüleyen çok disiplinli bir yaklaşım benimsiyor. Dahası, hem makro hem de mikro bakış açısını benimseyen Sapiens, sadece neyin ne olduğunu ve neden olduğunu değil, aynı zamanda bireyler için neler hissettirdiğini de aktarıyor.

Sapiens okuyanları sadece geçmişteki gelişmeleri günümüz kaygılarıyla ilişkilendirmeye değil, aynı zamanda dünyaya dair temel anlatıları sorgulamaya da davet ediyor. Kitabın sonuçları aydınlatıcı, hatta kimi zaman kışkırtıcı. 
Örneğin: Dünyayı biz insanlar yönetiyoruz çünkü tanrılar, devletler, para ve insan hakları gibi tamamen kendi hayal gücümüzde var olan şeylere inanabilen tek hayvan biziz.

Sapiens ekolojik seri katillerdir; taş devri aletleriyle bile atalarımız, tarımın ortaya çıkışından çok önce gezegenin büyük kara memelilerinin yarısını yok etmişlerdir.

Tarım Devrimi tarihin en büyük sahtekarlığıydı; buğday Sapiens'i evcilleştirdi. Para, şimdiye kadar tasarlanmış en evrensel ve çoğulcu güven sistemidir. Herkesin güvendiği tek şey paradır.
 
İmparatorluk, insanların icat ettiği en başarılı siyasi sistemdir ve içinde bulunduğumuz emperyalizm karşıtı duygu dönemi muhtemelen kısa ömürlü bir sapmadır.

Kapitalizm, sadece bir ekonomik teori değil, bir dindir, hem de bugüne kadarki en başarılı dindir. Modern tarımda hayvanlara yapılan muamele, tarihin en kötü suçu olabilir.

Bireycilik, devletler ve piyasalar tarafından aileleri ve toplulukları parçalamanın bir yolu olarak teşvik edildi.

Atalarımızdan çok daha güçlüyüz, ama çok daha mutlu değiliz.

Sapiens yakında yok olacak. Yeni teknolojilerin yardımıyla, birkaç yüzyıl hatta on yıl içinde, Sapiens kendilerini tamamen farklı varlıklara dönüştürecek ve tanrısal niteliklere ve yeteneklere sahip olacaklar. Tarih, insanların tanrıları icat etmesiyle başladı ve insanlar tanrı olduğunda sona erecek.

“İşte Sapiens'in uluslararası bir çok satan kitap sıralamasına hızla yükselmesinin basit bir nedeni. Tarihin ve modern dünyanın en büyük sorularını ele alıyor ve unutulmaz derecede canlı bir dille yazılmış.

Book Review: Jared Diamond

"Sapiens": "Bilge", "bilen" veya "akıllı" anlamında.

Kitabın kütüphanemizdeki PDF sürümüne buradan ulaşabilirsiniz.

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası

Yuval Noah Harari l Sapiens l Çeviri: Ertuğrul Genç l ISBN: 9786055029357


Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası'nda yer alan metin, resim, fotograf gibi tüm içeriklerin hakları asıl sahiplerine aittir! Söz konusu bu içerikler, sahiplerinin rızası olmadan, matbu ya da dijital, başka ortamlarda kullanılamaz!

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası


www.kosektas.net|İletişim: kosektas@kosektas.com| Son Güncelleme: 3 Aralık 2025
Ömer Emmi hoş, sevimli bir komşumuzdu. Otuzlu yaşlardaydı. Siyah kadife şalvarlı, orta boylu, etine dolgun, koyu esmer olmamasına rağmen, siyahı tipli bir yapısı vardı. Evlerimizin yakın olması nedeniyle hemen hemen her gün bize gelirdi. Özellikle sabahları tandır yanarken birlikte tandır başında otururduk. Ömer Emmi hoş sohbet birisiydi ya da biz çocuklara öyle gelirdi. Çocuklarla oynamayı çok seven bir karaktere sahipti. O zamanlar küçük kardeşim Hacıba iki üç yaşlarında çok sevimli, tatlı dilli bir çocuktu. Ömer Emmi bize geldiğinde özellikle onunla oynamayı çok sever, Hacıba’nın kendine sopa (kösseği) ile vurmalarına, canı acısa bile, katlanırdı. Bazen çocuğa karşı yalandan ağlama numarası yapardı. Onu böyle ağlarken gören Hacıba da ağlamaya başlardı. Bu oyunu, çocuğu fazla üzmemek için çok uzatmaz elleriyle kapattığı yüzünü birden açar gülerdi. Bu arada tekrar sopayı yer, oyun böyle sürer giderdi. Hep oyun süresince Ömer Emmi her türlü nazımıza oynardı. Biz ona, o bize büyük bir sevgi ve saygıyla bağlanm
21.04.2025
Çocukluğumda, Deliağanın evinin bulunduğu bu küçük tepeciğin ötesine, kuzey yönündeki uçsuz bucaksız ovaya hiçbir zaman gitmemiştim. O ova bitmez tükenmez gibi gelen buğday tarlaları, Sadık Köyü’ne ve ondan daha da ilerideki göçmen köyü denilen yere, ovanın puslar içerisinde belli belirsiz görünen sınırına kadar uzanırdı. Upuzun kavak ve söğüt ağaçlarının kümelendiği bir yeşilliğin tam ortasında yükselen höyüğü bu yaşıma kadar hep merak etmişimdir.
23.03.2025
Her yerde bir kartalkayası vardır. Bizimki hepsinden sıcak ve yumuşaktır. Güneşin Kartalkayadan doğduğu zamandı. Sabahları sırtlarında bütün kitapları. Küçücük dev sanılan adımları… Okula ilk gelmenin ilklik heyecanı, coşkusu… Güneşle ısınan ve ısıtan duygu… Ana yüzüne ilk gülüşteki ananın mutluluğu. Derste nasıl bulduklarını hâlâ anlayamadığı hep birlikte öğrenme arzusu… Nerden ve nasıl oluştu. Ya da nasıl oluşturuldu. Sabahın güneşi yalarken karşı bağın zerdalilerini, ısınır derslerimizdeki kabarmış bilgi açlığı… Yeniden açmış doğa. Tüm cömertliği ile yeniden oluşur börtü böcek ve çiçekler. Toprağa karışmış, gerinir kirpi ve tosbağalar. Kıdemli toplama kampı gözcüleri yercüğürceler. Oradan buraya kayarken kuyruğunu kaybeden diyetçi kelenkesteler.
23.03.2025
Uzun geçen kış mevsiminin sonunda, hasretle beklenen bahar, köyde yüzünü gösterdi. Güneş çıktı. Üşüyen toprak biraz ısındı. Toprağın üstünde üç aydan beri bekleyen kar erimeye başladı. Kar eridikçe toprağın üstü açıldı, toprağın ıslaklığı geçti ve eriyen karın altından önce kardelenler, sonra sarı çiğdemler toprak üstüne çıktı.
14.03.2025
Köşektaş, Kapadokya dairesi içinde, Avanos’a 35, Hacıbektaş’a 20 km. uzaklıkta şirin bir köy. Henüz beş altı yaşındayım. Evimizin arkasında, bir karış tozu olan yolda, yaşıt birkaç çocuk birlikte oynuyoruz. Önce derinden, sonra gittikçe yaklaşan metalik bir gürültüye dikkat kesiliyoruz. Gürültü şiddetini artırınca korkmaya başlıyoruz. Bu sırada, benden iki yaş büyük ablam, nereden aklına geldi bilmiyorum, “Teççel meççel”, “Kaçın, teççel meççel gelmiş.” diye bağırınca, her birimiz, bir tarafa dağılıyoruz. Ben, doğru samanlığa kaçıyorum. Kalbim, küt küt vuruyor. O sırada ablam yetişiyor. Bu kez de, “Kardeşim, dünya batıyor. Önce çocukları götürecekmiş teççel meççel, sonra da büyükleri.”
04.03.2025
Kitaplar, hayatınızı zenginleştirir, yaratıcılığınızı geliştirirler! Kitaplar, iyi günlerde coşkunuzu artırır, zor günlerde size umut aşılarlar! Kitaplar, karanlık günlerde adeta bir fener görevi görürler, yolunuzu aydınlatırlar! Okumak ve yazmak, sadece başkalarıyla iletişim kurmanızın bir yolu değil, aynı zamanda kendinizi geliştirmenin de bir yoludur. Merak, ona bağlı olarak da bilgi arayışı, yalnızca yaşama dair bakış açınızı genişletmekle kalmaz, aynı zamanda, iyi zamanlarınızda coşku, zor zamanlarınızda yaşama tutunmanızı sağlar! Hayatınız boyunca okuma açlığınızı gidereceğine inandığınız kitaplardan satın alın! Çünkü kitap satın almak; size umut verir, sizi mutlu eder, enerjinizi harekete geçirir, çocuklarınıza miras bırakabileceğiniz bir kütüphane oluşturmanızı sağlar.
19.02.2025
Köşektaş Köyü benim anılarımda önemli bir yer tutar, çünkü orada yaşadığım her bir anı, ömrümü oluşturan karelerin birer parçalarıdır. Onları unutmam, yaşamımdan silip atmam söz konusu olamaz! 1968 yılında kurulan „Köşektaş Köyü Ortaokul Yaptırma ve Yaşatma Derneği’nin“ yöneticileri her ne kadar takdire şayan çalışmalar başlatmış ve yürütmüş olsalar da, yaşadıkları maddi sıkıntılar nedeniyle, ortaokul binasının inşasını başlatamamışlardı. Ortaokul binasının inşası için gerekli olan tüm hazırlıklar tamamlanmış, hatta temel atılmış, ancak bina yapımına başlanamamıştı.
17.02.2025
1930’lu ve 1940’lı yıllar Türkiye’de, eğitim ve öğretim alanında, değişim ve yeniliklere, her zamankinden daha fazla eğilinen, Köy Enstitüleri’nin inşa edildiği yıllar olarak bilinir. Tüm bu değişim ve yenilikler kapsamında, ilköğretimi tüm köylere ulaştırmak ve böylece köyleri çağcıl bir yaşama kavuşturmak amacıyla da çeşitli etkinlikler gerçekleştirilmiş.
10.02.2025
Köye ortaokul yaptırma fikrinin ortaya atılmasındaki amaç, köylünün halklaşma bilincini ön plana çıkararak, köydeki eğitim süresini beş yıldan sekiz yıla çıkarmak ve böylece, yerinde verilecek eğitim ve öğretimle, Köşektaş Köyünü daha da aydınlatmaktı. Bu fikri ortaya atanlar, o yılların Nevşehir Valisi Eşref Ayhan ile Nevşehir Milli Eğitim İl Müdürü, Köy Enstitüsü mezunu Musa Eroğlu beylerdi. O yıllarda, Nevşehir ili sınırları içerisinde bulunan herhangi bir yerleşim birimine bir ortaokul binası inşa edilmesi düşünülüyordu. Bunun için en uygun yerleşim birimi, Eşref Ayhan bey için de, Musa Eroğlu bey için de, Köşektaş Köyü idi. Çünkü Köşektaş Köyü halkı, ilkokul sonrası eğitime olağanüstü ölçüde önem veriyor, bu alanda diğer yerleşim birimlerine oranla açık ara önde gidiyordu.
10.02.2025
Tartışma kaldırmaz bir gerçek: Yaşadığımız çağ, endişe, korku, kafa karışıklığı, kutuplaşma, kurum ve kuruluşlara yönelik güvensizlik çağıdır! Bilgi tarafından boğulmuş, ancak bilgelikten yoksun bir dünyada, öteleme ve ayrıştırma belirleyici duygu haline geldi. Despot ülke idarecilerinin sahte vaatleri, yarattıkları içi boş kahramanlıklar, korku ve algılar, sıradan insanları milliyetçiliğe, sorumluluk ve sorgulama bilinci olan insanları da, siyasi faillik endişesi içinde, çaresizliğe itti!
06.01.2025
 1 
Şiir Tanıtım Köşesi


Resim sanatçısı Özgür Yalım tarafından çizilmiş olan "Yaşamın Katli" isimli bu başyapıt resim severleri, insan doğasının karanlık yönleri üzerinde düşünmeye teşvik eder!
kosektas.net

Ateş ve Buz
Robert Frost

"Kimi der, dünya ateşle son bulacak
Kimi - buzdağına dönecek.
Arzuyu tattığım kadar,
Aklım ateşten yana olanlara kanar.
Ama iki kez son bulacaksa eğer,
Nefret hakkında yeterince bilgim var
Donarak batmak daha görkemli olacak,
Nefret ancak böyle son bulacak."

"Ateş ve Buz", XX. yüzyılın en ünlü Amerikan şairlerinden biri olan "Robert Frost"un bir şiiridir. 1920'de yayınlanan bu kısa ama etkileyici şiir arzu, nefret ve onlarla birlikte insanların yok oluş temalarını işliyor. "Robert Frost", son derece canlı ve özlü bir dil kullanarak dünyanın sonuna dair düşündürücü bir bakış açısı sunuyor.

Şiirin aslı dokuz dizeden oluşuyor, yani az kelimeyle çok şey söylüyor. İlk iki satırda "Robert Frost", "arzu" ve "nefret" kavramlarını dünyanın sonunun potansiyel nedenleri olarak düşünüyor. Ateşi, insanlığı yutabilecek tutkulu ve tüketen bir  istenç olan arzuyu temsil eden bir güç olarak sunuyor. Tersine, buzun insanlığı dondurup kontrol edebilecek soğuk ve yıkıcı bir duygu olan nefreti simgelediğini tasvir ediyor.

"Robert Frost", bu iki yıkıcı gücün potansiyel sonuçlarını tartışıyor. Ateşin yıkıcı gücünün hızlı ve hararetli bir yok oluşa yol açabileceğini, burada arzu yoğunluğunun teşvik görevi gördüğünü öne sürüyor. Öte yandan buzun kademeli ve amansız tahribatı, nefretin derin ve her şeyi tüketen doğasını temsil ediyor.

Son satırda "Robert Frost", gözlemlerini yansıtıyor ve hem ateşin hem de buzun dünyayı yok etme kapasitesine sahip olmasına rağmen, ateşle ilişkilendirilen arzunun daha tehlikeli olabileceğine ve muhtemelen yıkımın nedeni olabileceğine inandığını ifade ediyor.

Genel olarak, "Ateş ve Buz" insanlığın kendi kendini yok etme potansiyeline dair karanlık ve karamsar bir bakış açısı sergiliyor ve okuyucuları arzunun ve nefretin doğası ve bunların sonuçları hakkında düşünmeye bırakıyor.

"Ateş ve Buz" kısa ve açık bir dil kullanarak derin insani duyguları derinlemesine inceleyen, çok beğenilen bir şiir. "Robert Frost"un "arzu" ve "nefreti" temsil etmek için temel imgeleri ("ateş" ve "buz") kullanması şiire bir evrensellik duygusu getirerek okuyucuların kendi deneyimleriyle kişisel bağlantılar kurmasına olanak tanıyor.

Şiirin kısalığı da etkisini artırıyor. "Robert Frost", sadece dokuz satırda insanlığın potansiyel yıkımını özetliyor ve okuyucular üzerinde kalıcı bir izlenim bırakıyor. Şiirin özlü yapısı duygusal yoğunluğunu arttırıyor, çünkü her kelime anlam taşıyor ve genel temaya ve mesaja katkıda bulunuyor.

Üstelik ateş ve buzun yıkıcı güçleri arasındaki karşıtlık, okuyucuları arzu ve nefretle kendi deneyimleri üzerinde düşünmeye sevk ediyor. "Robert Frost"un bu duyguları keşfetmesi, kontrolsüz tutku ve kalıcı düşmanlığın tehlikelerine karşı bir uyarı görevi görüyor.

Dahası, "Robert Frost"un "Ama iki kez yok olacaksa eğer l Nefret hakkında yeterince bilgim var l Donarak batmak daha görkemli olacak l Nefret ancak böyle son bulacak" şeklindeki son cümlesinin muğlak doğası, daha derin bir yoruma davet ediyor. Bu, "Robert Frost"un hem arzunun hem de nefretin dünyayı yok etme potansiyeline sahip olduğunu düşündüğünü, ancak nefretin yıkıcı gücünü kabul edecek kadar iyi anladığını gösteriyor.

“Ateş ve Buz", az sözle çok şey anlatması, arzu ile nefretin derinlemesine araştırılması, okuyucuları insan doğasının karanlık yönleri üzerinde düşünmeye teşvik etmesi bakımından, güçlü ve düşündürücü bir şiir.

Kaynak: Literature English

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası