Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam167
Toplam Ziyaret806947
Şair Nedim Uçar

Şair Nedim Uçar
5 Ocak 1945 - 26 Kasım 2018

Doğanın görkemliliğini yakalamış, anayurdunu karış karış dolaşmış, anadilinin doğurganlığının farkına varabilmiş, az şair vardır, işte onlardan biri Nedim Uçar’dır.

Şair Nedim Uçar'ın şiirleri, nadir görülen bir berraklıkta parlar; sade ve yalın, kısa ve açık dizeler, duygusal derinlik ve içgörü içerir. 

Şair Nedim Uçar’ın şiirleri okuyanları, karlı dağlara, sığ ormanlara, sarp yollara, alçak ovalara, coşkun ırmaklara, buz mavisi sabahlara, gül kurusu akşamlara, menekşe moru gecelere, göz kırpan yıldızlara, dik ve derin kanyonlara, sığ vadilere, engin denizlere, hırçın şelalelere, yüksek tepelere, davet eder.

Şair Nedim Uçar, günlük rutinleri derin düşüncelere dönüştürme konusunda son derece mahirdi. Bu maharetiyle bize, şiirin görkemliliğe ihtiyaç duymadığını; en karamsar günlerden, en mütevazı ortamlardan, en sessiz anlardan ve hayatın en bilindik kavşaklarından şiir doğabileceğini gösterdi.

Şair Nedim Uçar’ın şiirlerini okumak, doğanın gerçeği fısıldadığı, inzivanın bilgeliği tetiklediği bir dünyaya adım atmaktır. Nedim Uçar’ın her şiir kitabı şiirseverler için bir hazinedir. O kitaplardaki şiirler okuyanları, zengin imgeler ve kafiyeli sözler eşliğinde, doğal, ulusal ve evrensel değerlere ulaştırırlar!

Şair Nedim Uçar’ın Şiir Kitapları

  • Öksüz
  • Yağmurla Geliyorum
  • Gül Kurusu Akşamlar
  • Göz Kırpan Yıldızlar
  • Yıldızlar Düşer Avuçlarıma
  • Gün Işığında Zaman
  • Dünya Bir Dostluk Bahçesi
  • Titreyen Sular
  • Yıldızlar Ellerimde Ufalır
  • Yeşil Vadiler
  • Gönlümün Irmakları
  • Buz Mavisi Sabahlar
  • Dizelerle Nasrettin Hoca
  • Sılaya Özlem
  • Yolda Geçen Bir Ömür

Şair Nedim Uçar’ın kimi şiir kitabı kütüphanemizde mevcuttur, isteyenlere ücretsiz ulaştırılır.

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası

19 Mayıs - İbrahim Çöl

Fotograf l Özcan ANTİKE l 28 Nisan 2013, Pazar günü çekilmiş bir fotograf.


19 MAYIS

 
İbrahim öğretmenimize, bizi alıp ta çocukluğumuza götüren
bu yazısı için çok teşekkür ediyoruz!
kosektas.net

İbrahim ÇÖL

 

16 Mayıs 2013, Perşembe

Rüstem Şen'e saygılarımla!

Gece yarısı Mucur’dan sonra lacivert gökyüzünün yıldız aydınlığı ile Erciyes ve İsmail Sivrisinin önünde birden bire beliriverir hep aynı direklerde yanan sokak lambaları ile köyümüzün silueti. Yaklaşık yedi yüz kilometre yol gitmişim de bitmez kalan sekiz on kilometre…

Yorgunluk sakinlik karşılar hep. Arabanın ışığında dikilen ağaçları tanımaya çalışır gözler. Çocukluğumun sokak sıcaklığını ararım Karşı Mahalleden eve varıncaya kadar.

Bu mevsimlerde alabildiğince sakin, dingin hava. 

Sabah güneş vurmuş evlerin ardından. İliklerine kadar ısıtır kıştan sonra. İpek yumuşaklığı ile salınan ekinler. Sanki denizin rengi değişmiş gibi, yeşil yeşil, dalga dalga. Arada ekilmemiş boş tarlalar gümüş adacık. Anadolu bozkırı alabildiğine, bağlardaki seyrelmiş ağaçlar inadına yeşil. Kelilere açmış nazik gelincik çiçekleri nazenin. Adını tadını unuttuğum bir sürü çiçek ot kokuları ile buradayım der gibiydiler. Sanki bütün yeryüzü bezenmiş bürünmüş.

Film şeridi gibi geçiyorken anılar…

19 Mayıs kutlama programında Cumhurbaşkanına sunulmak üzere Samsun’dan çıkarılan Bayrak geçişleri canlandı gözümün önünde. Okulların yaz tatilinde olduğu bir gün sabahı Rüstem Öğretmen’in çağırdığını söyledi arkadaşlarım.

Öğretmenim, temiz atlet ve kısa şortla Bayrak taşıyacağımızı söyledi, yanına varınca. Yarın Uçkuyu’ya gideceğiz, dedi. Kızılağıllı atletlerden alacağımız bayrağı taşıyacaktık köyümüzün topraklarından geçen asfalt yolda. Atletimiz vardı ama şort ayakkabı giyip giymediğimizi de hatırlamıyorum. Aldık üçgen şekilli Bayrağı taşıdık biraz. Hâlâ bilmem Bayrağı ben mi yoksa Bayrak beni mi götürdü önümde giden arabanın arkasından. Homurtuyla geçen otobüslerden gazete atmaları için ne işaretler uydurduk sonraları bu kısa yolda.

Şimdi Köşektaş Kayasının yanından bakıyorum aşağılara, nereye gitti o hep akıp duran derenin suyu. Ne bahçeler sulandı, ne kavgalar edildi uğruna. Ne oyunlar oynadık bu suyla yetiştirilen sebze meyvelerle. Bazen çaldık kopardık kökünden, arabalar yaptık hayallerimize, bazen kılıç kalkan oynadık taze devramer kafalarıyla. Kışları yağan karın eksiğinden çıkardık kuyulardan havuç, turp, yerelması saçtık karlar üstüne.

Şimdi dünyanın en kıymetli halısı serilmiş rengârenk, asfalt ince bir süs üzerinden geçen arabalarla.  

19 Mayıs 2010, İbrahim ÇÖL

Bilgi: İlk kez 28 Mayıs 2010 tarihinde gerçekleştirmiş olduğumuz bir güncellemede yayınlanmış bir yazıdır!


Yorumlar - Yorum Yaz
Şiir Tanıtım Köşesi


Resim sanatçısı Özgür Yalım tarafından çizilmiş olan "Yaşamın Katli" isimli bu başyapıt resim severleri, insan doğasının karanlık yönleri üzerinde düşünmeye teşvik eder!
kosektas.net

Ateş ve Buz
Robert Frost

"Kimi der, dünya ateşle son bulacak
Kimi - buzdağına dönecek.
Arzuyu tattığım kadar,
Aklım ateşten yana olanlara kanar.
Ama iki kez son bulacaksa eğer,
Nefret hakkında yeterince bilgim var
Donarak batmak daha görkemli olacak,
Nefret ancak böyle son bulacak."

"Ateş ve Buz", XX. yüzyılın en ünlü Amerikan şairlerinden biri olan "Robert Frost"un bir şiiridir. 1920'de yayınlanan bu kısa ama etkileyici şiir arzu, nefret ve onlarla birlikte insanların yok oluş temalarını işliyor. "Robert Frost", son derece canlı ve özlü bir dil kullanarak dünyanın sonuna dair düşündürücü bir bakış açısı sunuyor.

Şiirin aslı dokuz dizeden oluşuyor, yani az kelimeyle çok şey söylüyor. İlk iki satırda "Robert Frost", "arzu" ve "nefret" kavramlarını dünyanın sonunun potansiyel nedenleri olarak düşünüyor. Ateşi, insanlığı yutabilecek tutkulu ve tüketen bir  istenç olan arzuyu temsil eden bir güç olarak sunuyor. Tersine, buzun insanlığı dondurup kontrol edebilecek soğuk ve yıkıcı bir duygu olan nefreti simgelediğini tasvir ediyor.

"Robert Frost", bu iki yıkıcı gücün potansiyel sonuçlarını tartışıyor. Ateşin yıkıcı gücünün hızlı ve hararetli bir yok oluşa yol açabileceğini, burada arzu yoğunluğunun teşvik görevi gördüğünü öne sürüyor. Öte yandan buzun kademeli ve amansız tahribatı, nefretin derin ve her şeyi tüketen doğasını temsil ediyor.

Son satırda "Robert Frost", gözlemlerini yansıtıyor ve hem ateşin hem de buzun dünyayı yok etme kapasitesine sahip olmasına rağmen, ateşle ilişkilendirilen arzunun daha tehlikeli olabileceğine ve muhtemelen yıkımın nedeni olabileceğine inandığını ifade ediyor.

Genel olarak, "Ateş ve Buz" insanlığın kendi kendini yok etme potansiyeline dair karanlık ve karamsar bir bakış açısı sergiliyor ve okuyucuları arzunun ve nefretin doğası ve bunların sonuçları hakkında düşünmeye bırakıyor.

"Ateş ve Buz" kısa ve açık bir dil kullanarak derin insani duyguları derinlemesine inceleyen, çok beğenilen bir şiir. "Robert Frost"un "arzu" ve "nefreti" temsil etmek için temel imgeleri ("ateş" ve "buz") kullanması şiire bir evrensellik duygusu getirerek okuyucuların kendi deneyimleriyle kişisel bağlantılar kurmasına olanak tanıyor.

Şiirin kısalığı da etkisini artırıyor. "Robert Frost", sadece dokuz satırda insanlığın potansiyel yıkımını özetliyor ve okuyucular üzerinde kalıcı bir izlenim bırakıyor. Şiirin özlü yapısı duygusal yoğunluğunu arttırıyor, çünkü her kelime anlam taşıyor ve genel temaya ve mesaja katkıda bulunuyor.

Üstelik ateş ve buzun yıkıcı güçleri arasındaki karşıtlık, okuyucuları arzu ve nefretle kendi deneyimleri üzerinde düşünmeye sevk ediyor. "Robert Frost"un bu duyguları keşfetmesi, kontrolsüz tutku ve kalıcı düşmanlığın tehlikelerine karşı bir uyarı görevi görüyor.

Dahası, "Robert Frost"un "Ama iki kez yok olacaksa eğer l Nefret hakkında yeterince bilgim var l Donarak batmak daha görkemli olacak l Nefret ancak böyle son bulacak" şeklindeki son cümlesinin muğlak doğası, daha derin bir yoruma davet ediyor. Bu, "Robert Frost"un hem arzunun hem de nefretin dünyayı yok etme potansiyeline sahip olduğunu düşündüğünü, ancak nefretin yıkıcı gücünü kabul edecek kadar iyi anladığını gösteriyor.

“Ateş ve Buz", az sözle çok şey anlatması, arzu ile nefretin derinlemesine araştırılması, okuyucuları insan doğasının karanlık yönleri üzerinde düşünmeye teşvik etmesi bakımından, güçlü ve düşündürücü bir şiir.

Kaynak: Literature English

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası