Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam491
Toplam Ziyaret817686
Mutlu Bir Yıl Dileriz

Sürekli anlaşmazlığın ve uyumsuzluğun nedenleri; kadınla erkek arasındaki dinsel ve yasal engeller ile toplumların arasındaki sınırlar ve kurallardır!

Adnan YALIM


Önümüzdeki yıl çocuklarınıza, bilgi yerine, özgün olanı; müziği, spor yapmayı, resim çizmeyi, kitap okumayı, yemek pişirmeyi, insanların birbirlerinden farklı olduklarını anlamalarını sağlamak için de, empatiyi öğretin!

Ayrıca; semboller ve ritüeller yerine,

Değerleri; dil ve sanat, hukuk ve tarih, sorumluluk ve sorgulama, çevre ve iklim bilincini...

♠ Yaşamayı; kimseden emir almadan ve kimseye emir vermeden yaşamayı...

Benlik edinmeyi; "kul benlik" değil, "özerk benlik" edinmeyi...

Düşünmeyi; kimseden emir almadan, bağımsız düşünmeyi...

İnanmayı; safsatalara değil, başarıya inanmayı...

Başkalarına değer vermeyi...

Ekip çalışmasının önemini... 

...öğretin çocuklarınıza!

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası

Hastamın Öğretmeni - 15 - Tesadüfün Böylesi

 Hastamın Öğretmeni

 

15 - TESADÜFÜN BÖYLESİ

Öğretmeni Nahit Hanım hakkında, Google’da bulabildiğim tüm bilgileri paylaşıyorum Ferihan Hanımla. Haftada birkaç kez götürebildiğim bilgileri keyifle okuyup, eski günleri heyecanla anımsıyor.

Serin bir Ekim günü neskafelerimizi yudumlarken, “Benim kafama takılan bir şey var,” dedim çantamdaki notları çıkarırken. “ Buraya gelmeden önce de araştırdım. Nahit Hanımın üç okulda görev yaptığı biliniyor: Ankara Kız Lisesi, sürgün edildiği Edirne Lisesi ve Haydarpaşa Lisesi. Kabataş lisesinde de çalışmış. Hatta Kabataş Lisesinde çalışan ilk bayan öğretmenlerden olduğu varsayılıyor.  Çapa Kız Öğretmen Okulunda çalıştığına dair hiçbir bilgi bulamadım. Siz hangi yıllarda Çapada okudunuz?”

“1942- 1945 yılları arasında”

Savaş yıllarında yani!”

“Evet, savaş yıllarında. Hitler Avrupa’yı ve Rusya’yı yakıp yıkarken, bizler Anadolu’yu aydınlatmak amacıyla eğitiliyorduk.

“Öğretmenlerinizden ismini hatırladıklarınız var mı ?”

“Olmaz olur mu hepsini hatırlıyorum. Müdürümüz Rabia Yarkındı. Müdür yardımcımız Mesadet Saver idi, lakabı ‘meso’ idi. “ Gülümsedi ve devam etti konuşmasına. “ Meso elinde makasıyla dolaşırdı ve kulak memesinden alta inen saçları keserdi. Beden Terbiyesi derslerine girerdi, erkek gibi kadındı. Matematik Hocamız Macide Hanım sarışındı, Marylın Monro’ya benzerdi. Meveddet Ekinci, biyoloji dersimize girerdi.”

“Bugün size Nahit Hanım hakkında yeni bilgiler getirdim. İki kitap yazmış: Birinin adı, ‘Çocuklara Psikolojik Yardım ve diğeri Osmanlıca Okuma Anahtarı. Bu son kitabı Nebahat Karaorman ile beraber yazmış.”

“Nebahat, ablasıydı. Evlenince soyadı değişmiş olabilir. Nahit Hanım pedagoji dersimize girerdi, ablası Nebahat hanım da Pedagoji Tarihi dersimize.”

“Yine burada kafama takılan bir şey var. Nahit Hanım, adını kullanırken hep evlendiği eşlerinin soyadlarını da kullanmış. Örneğin, Nahit Gelenbevi Fıratlı Damar. Damar, son eşi Şair Arif Damar’ın soyadı. Fıratlı, ilk eşinin soyadı. Gelenbevi soyadını nereden alıyor belli değil ve ayrıca kızlık soyadı Tendal’ı da kullanmıyor. Bir de ilk adı var: Aliye.

“İlk adının Aliye olduğunu bilmiyorum. Ve yine “Gelenbevi” soyadını niçin kullandığını da bilmiyorum.”

“O dönemden hatırladığınız kız arkadaşlarınız var mı?”

“Olmaz mı?  Necla var Necla Işıtan. Necla ile ilginç bir kader çizgimiz vardı. Ben ilkokulu Zonguldak Gazi İlkokulunda okudum. Ortaokulu ise Mehmet Çelikel Lisesinin orta kısmında. Sıra arkadaşım Necla idi. Necla’nın babası Liman İşletmesinde memurdu. Ortaokul üçüncü sınıfa geçtiğimizde, Necla’nın babasının tayini Karadeniz Ereğli’ye çıktığı için birbirimizden ayrıldık. O yıllarda sınıf birincilerini, öğretmen okuluna gidebilmesi için namzet gösterirlerdi. Beni de göstermişler. Çapa İlk öğretmen Okuluna kabul edilmeme rağmen, resmi yazı geç geldiği için 2 ay kadar Lisede okudum mecburen. Resmi yazı gelip de Çapaya gittiğimde birde ne göreyim, Necla da orda. O da okulu birincilikle bitirenlerdenmiş. Necla ile üç yıl yan yana diz dize okuduk. Okulu bitirdik, ikimizin tayini de Zonguldak ilçesinin yan yana sayılabilecek kadar yakın iki köyüne çıktı.
 

 

Ritüeller ve Gerçekler


Miladi Takvim ve Altında Yatan Gerçekler

Mevcut yılın 31 Aralık günü sona ermesi, tamamen takvim sisteminin nasıl tanımlandığıyla ilgilidir. Yani bu tarih “doğal bir zorunluluk” değil; insanların zaman ölçme biçiminin, hatta egolarının, batıl inançlarının bir sonucudur.

Aşağıdaki bilgiler konuya açıklık getiriyor:

📅 Miladi Takvim (Gregoryen Takvimi)

Bugün dünyanın büyük bir kısmı Gregoryen takvimini kullanıyor. Bu takvimde yıl, 1 Ocak’ta başlıyor ve 31 Aralık’ta sona eriyor.

Bu düzenleme, 1582 yılında, Papa XIII. Gregorius tarafından yapılmış bir reformla ortaya çıkmıştır.

🌍 Bir yılın uzunluğu dünya’nın güneş etrafındaki hareketine dayanıyor

Dünyanın güneş etrafındaki bir tam dönüşü yaklaşık 365,2422 gün sürüyor.
Takvimde bu 365 güne yuvarlanıyor; fazlalığı dengelemek için, 4 yılda bir artık yıl ekleniyor.

🕰️ Ayların uzunluğu ya da kısalığı tarihsel geleneklerden geliyor

Ayların 30 ya da 31 gün sürmesi, Şubat’ın daha da kısa olması gibi ayrıntılar tamamen Roma döneminden kalma kültürel ritüel ve tercihlerdir.

Yani 31 Aralık’ın yıl sonu olması, astronomik bir zorunluluktan çok, tarihsel bir alışkanlıktır.

Derinlemesine bakılacak olursa, Roma imparatorlarının kaprisleri bile işin içinde.

Roma takviminin bugünkü hâline gelmesinde gerçekten de imparator kaprisleri, politik rekabetler ve kişisel ego savaşları önemli rol oynamış. Bu yüzden, takvim tarihinin ciddi bir kısmı aslında “astronomi” değil, “insan doğası” tarafından belirlenmiş!

Roma Dönemindeki “Kaprisler” ve Takvime Etkileri

🎖️ Ayların isimleri imparatorların egolarına göre değiştirilmiş

- Quintilis, Julius Caesar’ın onuruna July (Julius) olarak değiştirilmiş.
- Augustus, Julius’tan geri kalmamak için, adını taşıyan ayın da 31 gün sürmesini istemiş.

Bu nedenlerden ötürü, diğer aylardan gün çalınmış; Şubat ayının güdük kalmasının sebebi “Benim ayım da onun ayı kadar uzun olsun” kaprisi olmuş.

🗳️ Politikacılar yılları uzatıp kısaltıyordu

Roma’da yılların başlangıcı konsüllerin göreve başlama tarihine bağlıydı.
Kimi politikacılar, görev sürelerini uzatmak, rakiplerini zayıflatmak için, yılı bilerek uzatıyor ya da kısaltıyorlardı.

Takvim bir süre tam bir kaosa dönüştü.

🧮 Papazların (Pontifex Maximus) keyfine göre ay ekleme ve çıkarma

Roma’da takvimi düzenlemekten sorumlu rahipler, ay ekleme (interkalasyon) yetkisine sahipti. Bu yetkiyi, dost bildikleri politikacıların görev sürelerini uzatmak, rakiplerininkini kısaltmak için kullanıyorlardı.

Yani takvim, bir tür siyasi manipülasyon aracıydı.

👑 Julius Cesar’ın reformu bile “kaprisli” bir düzeltmeydi

MÖ 46 yılında, takvim o kadar karışmıştı ki, o yıl 445 gün sürmüştü.
O yıl “confusion year” (karmaşa yılı) olarak bilinir.
Cesar, takvimi düzeltmek için bu hadsiz adımı atmıştı.

🎉 Sonuç olarak

Mevcut yılın 31 Aralık günü sona ermesi, sadece dünya’nın güneş etrafındaki dönüşüyle değil; aynı zamanda Roma imparatorlarının egoları, politik çekişmeler ve dini otoritelerin keyfi kararlarıyla da şekillenmiş bir tarihin sonucudur.

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Saufası

Bilgi: Bu sütuna aktarılan bilgiler, aşağıya aktarılmış sayfalardan edinilmiş bilgilerin bir özetidir.

l de.wikipedia.org l ptb.de l religionen-entdecken.de l shutterstock.com l timeanddate.com l kulturpalast-dresden.de