Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam168
Toplam Ziyaret803523
Film Tanıtım Köşesi


KARA KAFA
(Schwarzkopf)

Yönetmen
Korhan Yurtsever

Oyuncular
Betül Aşçıoğlu l Savaş Yurttaş l Cüneyt Kaymak l Özlem Güler l Macit Flordun l Gülsen Tuncer l Ercan Demirel l Bülent Oran l
Wolfgang Esch l Bahri Ateş

Türk yönetmen Korhan Yurtsever tarafından 1980 yılında tamamlanan Kara Kafa (Almanca: Schwarzkopf), Türk işçilerinin Almanya'ya göçünü konu ediniyor; yalnızlık, siyasi direniş, sendikal örgütlenme ve feminist hareketin hikâyesini anlatıyor. Film, 1980 yılında gösterime sunulduğunda, Türkiye'deki sansür kurulu tarafından "dost ülke Almanya'nın onuruna hakaret ediyor" gerekçesiyle yasaklanır. Yönetmen Korhan Yurtsever, filmin yasaklanmasından hemen sonra Almanya'ya sürgüne gider.

Filmin Konusu: Almanya’da bir metal işletmesinde çalışan Cafer, daha iyi bir yaşam sürme umuduyla, eşi Hacer ile çocuklarını Almanya'ya götürür. Hamile eşi Hacer, bir iş bulur ve çalışmaya başlar, ancak hemen ardından doğum yapar. İşte bundan sonra, hem aile içinde hem de aile dışında sorunlar başlar. Hacer de, Cafer de çalıştığı için, yeni doğan çocuklarının bakımı sorun olur. Çocuğun bakımını sağlamak için, oğul ve kızlarını, Türkiye’ye gönderiyoruz gerekçesiyle, okuldan alırlar, eve kapatırlar. Oğulları genellikle yalnızdır, zamanının büyük bir bölümünü kentte yalnız dolaşarak geçirir. Kızları, yeni doğan kardeşine bakmak için evde kalmak zorunda kalır. Cafer için önemli olan, çocuklarının eğitimi değil, çocuk parasının ödenmesidir.

Çok bir zaman geçmeden Cafer işsiz kalır, zamanın büyük bölümünü kahvehanelerde kumar oynayarak geçirir. Hacer, hem çalışır hem de dernek, sendika çalışmalarında, kadın örgütlerinde aktif rol alır. Hacer ayrıca, çevresinin de etkisiyle, fiziksel ve zihinsel bir dönüşüm geçirir.

Filmin asıl negatifleri 2022 yılında şaşırtıcı bir şekilde yeniden keşfedilip restore edilir. Bu sayede bu tarihi belgeyi sinemaseverlere sunma olanağı doğar.

Kara Kafa (Schwarzkopf) l 1979 l 82 dakika.

Filmi izlemek için buraya tıklayın.

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası

Halepçi Mustafa - Celalettin Ölgün

KURTULUŞ SAVAŞI GAZİLERİ


 

CELALETTİN ÖLGÜN


Aşağıdaki hikaye ile birlikte 25. Agustos 2008 Kocatepe anılarını sıcağı sıcağına bizim NET sakinleriyle paylaşan sayın Celalettin Ölgün'e sonsuz teşekkür ve minnetlerimizi sunuyoruz! kosektas.net


HALEPÇİ MUSTAFA

Neden ya da neye göre verdilerse; “Halepçi” takma adıyla anılırdı. Kurtuluş savaşı gazisiydi. Bulunduğu toplumda harp, savaş konusu açılmaya görsün; askere alındığı günden başlayarak, savaşta topçu neferi olarak çıktıkları Sakarya Meydan Savaşı'ndaki Çaldağı, Mangaltepe, Dumlupunar Meydan Savaşı'nda, Tınaztepe, Kalecik Sivrisi, Çiğiltepe, toplarla dövdükleri diğer tepeleri, geçtikleri köyleri, geçerken aç, sefil, perişan, korkmuş köylülerin elinden içtikleri suya, onbaşıdan paşaya değin tüm komutanlarını falan yerli, falan tevellütlü, falan oğlu, filan diye tüm silah arkadaşlarını en ince ayrıntılarına değin anlatırdı.

İstiklal madalyası vardı. Savaş sırasında, açlıktan at pisliği içinden arpa tanesi seçip yıkayıp yiyenleri, bulduğu atılmış çarık parçasını ateşte közleyip yemeye çalışan askerin elinden başka birisinin çarpıp kaçtığını gözleri dola, dola sıkıntıları yeniden yaşıyormuş, düşmanı yeniden karşısında görmüş gibi coşkuyla anlatması dinleyenleri de duygulandırırdı.

Sağ olsa da, bu yurdu hazır bulduklarını sananlara bir daha anlatsaydı.

“Halepçi, kahveden ne anlar, şor, şor içer,” diye bir deyim; hangi olaydan sonra söylenmişse bugün bile anlatılır.

Halepçi: Mustafa Bozkurt. Ölümü: 1986.


 


Yorumlar - Yorum Yaz
Şiir Tanıtım Köşesi

Şiirler, başarılı olduklarında,
baş döndürücü bir kısalıkta,
kayıt altına alınamayan,
sınır çizilemeyen, bitmek
bilmeyen hikayeler anlatırlar. 

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası

Salkım söğütler
altında koyulaşırdı sohbetler.
Politika, gaile, din; vergi, savaş, kıtlık;
gurbet, sıla, yoksulluk
ve bir de askerlik anıları
süslerdi anlatılanları.
Gocunulmazdı,
açıktı eleştiri
ve kahpe feleğe intizar vardı içinde.

Suspus olunur
çıt çıkmazdı ajans vakti.
Tefe koyulur,
safça
ve insafsızca
suçlanırdı halktan olmayan parti:
Oy vermiş,
alay edilen
birkaç tövbekâr vardı içinde.

Cepte taşınırdı kanıtlar:
Hayat Mecmuası, Akbaba;
Ferhat’tan Şirine,
Keremden Aslıya
yakılan ağıtlar
okunurdu defalarca.
Sevdiğine kavuşamayan yâr vardı içinde.

İşin en kötüsü,
pelesenk olmuştu dillerde
kalkınmasın köylü diye
kapatılan Hasanoğlan Köy Enstitüsü.
Seferberlik, jandarma,
halkın belini büken
bir de tahsildar vardı içinde.

Bazen berrak bazen çamurlu
çağıldardı dereden akan sular.
Ağzından bal damlayan
Ali Emmiler, Hasan Ağalar;
Çanakkale Gazisi
birisi topal,
nur yüzlü dört ihtiyar vardı içinde.

Şair Dr. Salim ÇELEBİ

Bilgi: İlk kez 29/11/2014 tarihinde yayınlanmış bir şiirdir!