Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam391
Toplam Ziyaret817000
Mutlu Bir Yıl Dileriz

Sürekli anlaşmazlığın ve uyumsuzluğun nedenleri; kadınla erkek arasındaki dinsel ve yasal engeller ile toplumların arasındaki sınırlar ve kurallardır!

Adnan YALIM


Önümüzdeki yıl çocuklarınıza, bilgi yerine, özgün olanı; müziği, spor yapmayı, resim çizmeyi, kitap okumayı, yemek pişirmeyi, insanların birbirlerinden farklı olduklarını anlamalarını sağlamak için de, empatiyi öğretin!

Ayrıca; semboller ve ritüeller yerine,

Değerleri; dil ve sanat, hukuk ve tarih, sorumluluk ve sorgulama, çevre ve iklim bilincini...

♠ Yaşamayı; kimseden emir almadan ve kimseye emir vermeden yaşamayı...

Benlik edinmeyi; "kul benlik" değil, "özerk benlik" edinmeyi...

Düşünmeyi; kimseden emir almadan, bağımsız düşünmeyi...

İnanmayı; safsatalara değil, başarıya inanmayı...

Başkalarına değer vermeyi...

Ekip çalışmasının önemini... 

...öğretin çocuklarınıza!

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası

Kele Kız Sini Geliyor - Dr. Salim Çelebi

 
 Fotograf tutkunu N. Cengiz Şen Tarafından Çekilmiş Bir Köşektaş Fotografı
 

KÖŞEKTAŞ’TA DÖRT MEVSİM

 III- “KELE KIZ SİNİ GELİYOR”

Dr. Salim ÇELEBİ



Bağlar bozulur, harmanlar kalkar ve tüm kış hazırlıkları bittikten sonra Hamam Pazarına gidilirdi: Günümüzde, kaplıcalarıyla ünlü Kozaklının bizim oralardaki adıydı Hamam Pazarı.

Bir gün tespit edilir, kağnısıyla veya at arabasıyla düşerdi tüm köylü yola.
Yatak yorgan da götürülür, üç dört gün kalınırdı: Otel veya pansiyonlarda değil, açıkta veya kurulan çadırlarda yatılırdı.
Büyükçe bir havuz ve çevresindeki beş altı yerde, suların fokur fokur kaynadığı bir alan kalmış aklımda.
İsmet ağabey (Şahman) önce İbrahim’i (Çelebi) sonra da beni, omuz başlarımızdan tutarak üçer kez daldırıp daldırıp çıkarmıştı Kozaklıdaki sıcak su  havuzuna; üç dört yaşlarında çocuktuk henüz.

Belki güzün daha çoktu ama her mevsimde yapılırdı köyümüzde düğün.

Okuntu dağıtılarak davet edilirdi herkes düğüne. Mutlaka büyük baş hayvan kesilir ve yemekler yapılırdı. Parmaklarına taktığı zillerle, şıkıdım şıkıdım oynardı kadın giysileri giyen köçek. Komşu köylerden gelirdi ve tuhafımıza giderdi bir erkeğin öyle giyinmesi ve oynaması!

Köyümüzde yapılan üç düğünden çok küçük izler kalmış aklımda:

Biri, Hacelinin düğünüydü ki deve donatılmıştı.

Selbinin (Selvi) düğününü de anımsıyorum: Komşumuzdu ve Parkinsonluydu  babası Hüseyin Amca (Gökduman). Titremeleri daha da artmış, kapılarının hemen yan tarafına çömelmiş ve gözyaşı döküyordu gelin olarak evi terk edecek kızı için.

Bir de Fevzi’nin düğünü kalmış aklımda. (Gülsüm Ebenin oğlu: Lakabı, Kör Ferzi )                    

Gelin getirilmiş ve tam evimizin önünden aşağıya dönüyordu ki, duvağının üzerinden bakliyat ve bozuk para saçtılar. Ben de saçılanlardan 25 kuruş para bulabilmiştim yerde...

Kışın yenmesi için turp ve havuç gömülürdü toprak altına.

İki yıl koç güttüm. Galiba Abidin (Erdem) ile birlikte güttük. Ayrı güdülürdü koçlar.

Hiç unutmam, İlhan; (Mükür Amcanın oğlu) “Sülü Emminin hatırı var: Bu sene de ete hasret kalacağız“ diye espri yapmıştı.

Beş altı aydı koyunların gebelik süresi ve bu göz önünde bulundurularak zamanı geldiğinde ayrılırdı koçlar sürüden; böylece, kuzuların doğum zamanının bahara gelmesi sağlanmış olurdu.

Sürüden ayrılan koçlar, zamanı geldiğinde rengarenk boyalarla boyanır, boyunlarına geçirilen ipten tutularak gezdirilirdi sokaklarda.

Bazen kavga ederdi koçlar, her ikisi de geri geri çekilir ve sonra birbirlerine doğru koşarak tokuşurlardı.

O yılın buğdayından yapılırdı bulgur:

Önce yıkanarak taşından ve toprağından temizlenir ve bakır kazanlarda kaynatılarak hedikleşmesi sağlanırdı. 

Dam başlarına serilerek kurutulurdu hedik ve kuruyuncaya kadar da dam başlarında yatılırdı.

Sokuda dövülürdü kuruyan hedik. Köyümüzün sokusu, Kâtip amcaların evinin altında, ilkokulumuzun yukarısından geçen yolun üzerindeydi. İçi oyuk granit bir taştı soku. Hediği dövmek için özel tokmaklar vardı; Dört delikanlı karşılıklı olarak geçerler ve aynı sırayla vururlardı sokunun içine koyulan hediklere.

Sokunun yerini, at veya eşekle çekilen setenler aldı daha sonraları.

Sokuda zedelenen hedik tanelerinin bulgurlaşabilmesi için çekilmeleri gerekirdi.

Genç kızlar, imeceyle her gece bir evde bulgur çekerlerdi.

Tokmakla zedelenen bulgur taneleri, 50-60 cm çapında iki değirmen taşı arasına koyulur ve üstteki taş çevrilirdi sürekli olarak.

Hangi evde bulgur çekileceğini bilirdi delikanlılar:

O akşam, o eve gidilir; kapıdan veya pencereden seyredilirdi bulgur çekmekte olan genç kızlar.

Bulgur çekenlerin içinde sevgilisi olan oğlanlar, bir şekilde haber göndererek yakın arkadaşlarının siniye koyulmasını isterlerdi.

Bu istek, kıza söylenerek onayı alınırdı, eğer onaylamazsa şansına küsmek zorundaydı delikanlı. Zorla güzellik olmazdı ve karşılıklı olmalıydı sevgi.    

Şarkı ve türküler eşliğinde çekilirdi bulgur:

Yorulanlar yer değiştirir ve imece yapılmakta olan evin hazırladığı yiyecekler atıştırılırdı ara sıra.

Bulgur çekme işinin sonuna doğru gerçekleşirdi siniye koyma gösterisi:

“...

Kele kız sini geliyor,

Bre kız sini geliyor.

İçinde oğlan geliyor

İçinde Güneş geliyor.

Hoş geldi, sefa geldi;

Yıldızın koynuna giriyor.”

deyişleriyle son bulurdu tören. Böylece, Güneş ve Yıldızın birbirlerini sevdikleri ilan edilirdi el aleme.


 


Yorumlar - Yorum Yaz
Ritüeller ve Gerçekler


Miladi Takvim ve Altında Yatan Gerçekler

Mevcut yılın 31 Aralık günü sona ermesi, tamamen takvim sisteminin nasıl tanımlandığıyla ilgilidir. Yani bu tarih “doğal bir zorunluluk” değil; insanların zaman ölçme biçiminin, hatta egolarının, batıl inançlarının bir sonucudur.

Aşağıdaki bilgiler konuya açıklık getiriyor:

📅 Miladi Takvim (Gregoryen Takvimi)

Bugün dünyanın büyük bir kısmı Gregoryen takvimini kullanıyor. Bu takvimde yıl, 1 Ocak’ta başlıyor ve 31 Aralık’ta sona eriyor.

Bu düzenleme, 1582 yılında, Papa XIII. Gregorius tarafından yapılmış bir reformla ortaya çıkmıştır.

🌍 Bir yılın uzunluğu dünya’nın güneş etrafındaki hareketine dayanıyor

Dünyanın güneş etrafındaki bir tam dönüşü yaklaşık 365,2422 gün sürüyor.
Takvimde bu 365 güne yuvarlanıyor; fazlalığı dengelemek için, 4 yılda bir artık yıl ekleniyor.

🕰️ Ayların uzunluğu ya da kısalığı tarihsel geleneklerden geliyor

Ayların 30 ya da 31 gün sürmesi, Şubat’ın daha da kısa olması gibi ayrıntılar tamamen Roma döneminden kalma kültürel ritüel ve tercihlerdir.

Yani 31 Aralık’ın yıl sonu olması, astronomik bir zorunluluktan çok, tarihsel bir alışkanlıktır.

Derinlemesine bakılacak olursa, Roma imparatorlarının kaprisleri bile işin içinde.

Roma takviminin bugünkü hâline gelmesinde gerçekten de imparator kaprisleri, politik rekabetler ve kişisel ego savaşları önemli rol oynamış. Bu yüzden, takvim tarihinin ciddi bir kısmı aslında “astronomi” değil, “insan doğası” tarafından belirlenmiş!

Roma Dönemindeki “Kaprisler” ve Takvime Etkileri

🎖️ Ayların isimleri imparatorların egolarına göre değiştirilmiş

- Quintilis, Julius Caesar’ın onuruna July (Julius) olarak değiştirilmiş.
- Augustus, Julius’tan geri kalmamak için, adını taşıyan ayın da 31 gün sürmesini istemiş.

Bu nedenlerden ötürü, diğer aylardan gün çalınmış; Şubat ayının güdük kalmasının sebebi “Benim ayım da onun ayı kadar uzun olsun” kaprisi olmuş.

🗳️ Politikacılar yılları uzatıp kısaltıyordu

Roma’da yılların başlangıcı konsüllerin göreve başlama tarihine bağlıydı.
Kimi politikacılar, görev sürelerini uzatmak, rakiplerini zayıflatmak için, yılı bilerek uzatıyor ya da kısaltıyorlardı.

Takvim bir süre tam bir kaosa dönüştü.

🧮 Papazların (Pontifex Maximus) keyfine göre ay ekleme ve çıkarma

Roma’da takvimi düzenlemekten sorumlu rahipler, ay ekleme (interkalasyon) yetkisine sahipti. Bu yetkiyi, dost bildikleri politikacıların görev sürelerini uzatmak, rakiplerininkini kısaltmak için kullanıyorlardı.

Yani takvim, bir tür siyasi manipülasyon aracıydı.

👑 Julius Cesar’ın reformu bile “kaprisli” bir düzeltmeydi

MÖ 46 yılında, takvim o kadar karışmıştı ki, o yıl 445 gün sürmüştü.
O yıl “confusion year” (karmaşa yılı) olarak bilinir.
Cesar, takvimi düzeltmek için bu hadsiz adımı atmıştı.

🎉 Sonuç olarak

Mevcut yılın 31 Aralık günü sona ermesi, sadece dünya’nın güneş etrafındaki dönüşüyle değil; aynı zamanda Roma imparatorlarının egoları, politik çekişmeler ve dini otoritelerin keyfi kararlarıyla da şekillenmiş bir tarihin sonucudur.

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Saufası

Bilgi: Bu sütuna aktarılan bilgiler, aşağıya aktarılmış sayfalardan edinilmiş bilgilerin bir özetidir.

l de.wikipedia.org l ptb.de l religionen-entdecken.de l shutterstock.com l timeanddate.com l kulturpalast-dresden.de