Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam62
Toplam Ziyaret677232
Kitap Tanıtım Köşesi


Milliyetçilik:
Türkiye'nin Ayak Bağı!

“Erdoğan Aydın, bugün Türkiye’nin en çok ihtiyaç duyduğu bir etkinliğe çağırıyor okuru: Düşünmeye! Rehberlik ediyor üstelik.” 

Milliyetçilik: Türkiye'nin Çıkmazı l Erdoğan Aydın l ISBN: 9789750406355


Milliyetçilikle dünyayı ve insanlığı sürekli savaş gerilimine sokmaktan başka bir şey yapılamayacağı bir yana; ülkenin sorunlarına da çözüm üretilemez!

Modernçağ tarihinin de gösterdiği gibi milliyetçilik; insanlığa, ortaçağdaki dinsel ideolojilerle kıyaslanacak denli büyük felaketler getirmiştir. Bütün savaşlar, artan silahlanma, eğitim, sağlık ve kalkınma bütçelerinin kısılması, hep milliyetçilikle meşrulaştırılmıştır. Dahası; insanı ve haklarını, dinin yerini alan yeni bir kolektif kimlikle ezmenin ve burjuvazinin çıkarlarına feda etmenin aracı olmuştur.

Sorunlarımızı görüp aşmamızı sağlayacak demokratik sağduyumuzu elimizden alıp, bizi öteki inanç ve halklara düşman etmekte din nasıl olumsuz bir misyon görmüşse, milliyetçilik de modern koşullarda aynı misyonu görmektedir.

Bu bağlamda devlet kendi halkına, sürekli olarak "davulcuya kaçabilecek kız" muamelesini reva görmektedir.

Özetle bu kitapta, milliyetçiliğin -ve yanısıra dinin- halkın kontrolü, tektipleştirilmesi ve haklarının unutturulması için nasıl temel bir ideolojik araç olarak kullanıldığı gösterilmektedir.

Kitap, kâh tarihe gidip, kâh günümüzde tartışılan sorunlara gelerek, milliyetçilikle şekillendirilmiş Türkiye’nin öyküsünü anlatıyor.


Milliyetçilik: Türkiye'nin Çıkmazı l Erdoğan Aydın  
ISBN 9789750406355

Köşektaş Kayası II

 
Tanrı aşkına söyler misiniz;
Hangi köyün böylesi süslü ve püslü bir efsanesi var?

 SÖYLENCE

Gürsoy ŞEREF


Köşektaş'a özel bu efsaneyi yukarıdaki resimle de süsleyen Gürsoy Şeref'e 
çok teşekkür erderiz!
kosektas.net

Bu hikaye Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesine bağlı Köşektaş Köyü’nün adının ortaya çıkışının efsanesidir. Olayın geçtiği zamanla ilgili kesin bir tarih yoktur. Bir rivayete göre köyün kuruluşu ile aynı tarihlerde meydana geldiği söylenir.
Olayın meydana geldiği bu yörede, hayatını deve yetiştirerek ve taşımacılık yaparak sürdüren yaşlı ve dindar bir adam yaşarmış. Bir gün uzun bir yolculuktan döndükten sonra develerini otlatmak için yaylaya çıkmış. Zaten develer de yavrulamaya başladıkları için bir süre taşımacılık yapmayı düşünmüyormuş. Yaylaya çıktıktan sonra bir deve ile yavrusunun sürüde olmadığını farketmiş. Üç gün üç gece durmaksızın deve ile yavrusunu aramış, bulamamış. Bunun üzerine ‘Allah’ım bu develerden ne bana hayır gelir ne de başkalarına. Bu deve ile yavrusuna bir gün yüzü dahi nasip olmasın, oldukları yerde taş olsunlar.’  demiş. O gece deve ile yavrusu oldukları yerde taş haline dönüşmüşler.
O civarda yaşayan insanlar bu taşın etrafına kurdukları köye yöresel dilde ‘deve yavrusu’ anlamına gelen ‘köşek’ adını kullanarak ‘Köşektaş’ adını vermişler.
O günden sonra bu taş ve çevresi yöre halkı tarafından kutsal bir mekan olarak kabul edilmiş.

 


Yorumlar - Yorum Yaz
Şiir Tanıtım Köşesi

Özgürlük ve Onur Üzerine

Türk Şiiri'nin yaşayan devi Ataol Behramoğlu'nun "Özgürlük ve Onur Üzerine" adlı bu şiirini siz ziyaretçilerimize sunmaktan kıvanç duyarız!
kosektas.net

Demirtaş’a, Kavala’ya, cezaevlerinde haksız yere tutulan herkese!

Özgürlük ve onur kavramlarının
Tek ve aynı şey olduğunu düşünürüm;
Özgürüm, onurluyum çünkü,
Onurluyum, çünkü özgürüm.

Yaşamı değerli kılan da
Bu ayrılmaz birlikteliktir.
Savunduğum onurumla
Zindanda da özgürüm demektir.

Halklar da tıpkı kişiler gibi,
Onurla yaşarlar, eğer özgürlerse;
Bir halk razı demektir onursuzluğa,
Tutsaklığı yazgı kabul etmişse.

Özgürlük ve onur için verilen savaşım
Kavgaların en kutsalıdır.
Çünkü o, bilinçli tarihi boyunca insanın
Gerçekten insan olabilme uğraşıdır.

Ataol Behramoğlu