Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam171
Toplam Ziyaret808863
Şair Nedim Uçar

Şair Nedim Uçar
5 Ocak 1945 - 26 Kasım 2018

Doğanın görkemliliğini yakalamış, anayurdunu karış karış dolaşmış, anadilinin doğurganlığının farkına varabilmiş, az şair vardır, işte onlardan biri Nedim Uçar’dır.

Şair Nedim Uçar'ın şiirleri, nadir görülen bir berraklıkta parlar; sade ve yalın, kısa ve açık dizeler, duygusal derinlik ve içgörü içerir. 

Şair Nedim Uçar’ın şiirleri okuyanları, karlı dağlara, sığ ormanlara, sarp yollara, alçak ovalara, coşkun ırmaklara, buz mavisi sabahlara, gül kurusu akşamlara, menekşe moru gecelere, göz kırpan yıldızlara, dik ve derin kanyonlara, sığ vadilere, engin denizlere, hırçın şelalelere, yüksek tepelere, davet eder.

Şair Nedim Uçar, günlük rutinleri derin düşüncelere dönüştürme konusunda son derece mahirdi. Bu maharetiyle bize, şiirin görkemliliğe ihtiyaç duymadığını; en karamsar günlerden, en mütevazı ortamlardan, en sessiz anlardan ve hayatın en bilindik kavşaklarından şiir doğabileceğini gösterdi.

Şair Nedim Uçar’ın şiirlerini okumak, doğanın gerçeği fısıldadığı, inzivanın bilgeliği tetiklediği bir dünyaya adım atmaktır. Nedim Uçar’ın her şiir kitabı şiirseverler için bir hazinedir. O kitaplardaki şiirler okuyanları, zengin imgeler ve kafiyeli sözler eşliğinde, doğal, ulusal ve evrensel değerlere ulaştırırlar!

Şair Nedim Uçar’ın Şiir Kitapları

  • Öksüz
  • Yağmurla Geliyorum
  • Gül Kurusu Akşamlar
  • Göz Kırpan Yıldızlar
  • Yıldızlar Düşer Avuçlarıma
  • Gün Işığında Zaman
  • Dünya Bir Dostluk Bahçesi
  • Titreyen Sular
  • Yıldızlar Ellerimde Ufalır
  • Yeşil Vadiler
  • Gönlümün Irmakları
  • Buz Mavisi Sabahlar
  • Dizelerle Nasrettin Hoca
  • Sılaya Özlem
  • Yolda Geçen Bir Ömür

Şair Nedim Uçar’ın kimi şiir kitabı kütüphanemizde mevcuttur, isteyenlere ücretsiz ulaştırılır.

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası

Şiirlerle Şenlendik - 3. Bölüm

ŞİİRLERLE ŞENLENDİK - 3. BÖLÜM

"Şiirlerle Şenlendik" adlı yazı dizimizin 3. bölümünü
siz ziyaretçilerimize sunmanın kıvancını yaşıyoruz!
kosektas.net!

Şair Dr. Salim ÇELEBİ

 17 Ekim 2014, Cuma

Şiirlerle Şenlendik, 3.Hamam pazarı ve Menderes

Türk Dil Kurumu destanı, “Bir kahramanlık hikâyesini veya bir olayı anlatan, koşma biçiminde, ölçüsü on bir hece olan halk şiiri,” olarak tanımlıyor.

İletişimin yeterli olmadığı 50'li yıllarda halk ozanları, insanları etkileyen olaylar hakkında yazdıkları şiirleri samanlı kâğıtlara bastırır, köy, köy dolaşarak yanık sesleriyle hem okur hem de satarlardı. Okunana destan, okuyana da destancı denirdi.

Kozaklı ilçesinin 50, 60 yıl önceki adı, yöresel dilde Hamam Pazarı idi. Hasat bittikten sonra, yani sonbaharda, bütün bir üretim yılının yorgunluğunu atmak için herkes akın ederdi Kozaklıya. Tam bir curcuna…

İlk hatırlayabildiğim şiir, Hamam Pazarıyla ilgili: Kozaklı yolunda ölümlü bir trafik kazası için yakılmış bir ağıt. 8-10 kıtası olan şiirin ne yazık ki sadece 2 mısraını anımsayabiliyorum.

Hamam Pazarından ettik hareket,
Tükenmiş ömrümüz yoktur bereket.

Acı ve ölüm karşısında yaşanan çaresizlik...

17 Şubat 1959'da Adnan Menderes’i Londra’ya götüren uçak Londra yakınlarında düşmüş, kazada 14 kişi ölmüştü.

Olayın etkisiyle, duygularını kâğıda döken bir halk ozanının köyümüze gelerek okuduğu destanı, şu an gibi anımsıyorum. Ve yine maalesef aklımda sadece iki kıtası kalmış.

Ankara şirin merkez
Güzelleştir Menderes,
Kurban kestiler herkes
Yaşa yavuz Menderes.

Yandı pilot kül oldu
Tarihlere ün oldu,
Türk’e büyük şan oldu
Yaşa yavuz Menderes.

İktidarları halkın seçtikleri oluşturur, erk onlardadır. Şiir, hem elim bir trafik kazasını duyurmakta, hem de Menderese övgüler yağdırmaktaydı.

Yılda birkaç kez gazetede gelirdi evimize: Hürriyet, Ulus, Son Havadis. Ulus Cumhuriyet Halk Partisi taraftarı, Son Havadis ise Demokrat Parti taraftarı gazetelerdi. 1957 yılında yapılan genel seçimlerde; oyların %48'ini alan Demokrat Parti 424 milletvekili, oyların %41'ini alan CHP ise 178 milletvekili çıkarmıştı. (Kazanılan milletvekili sayısındaki adaletsizlik, seçim sisteminin çoğunluk sistemi olmasından kaynaklanmaktadır.) 1950'lerin son yıllarında, evimizde, Akbaba adlı bir derginin varlığını hatırlıyorum. Akbaba, ulusal düzeyde yayınlanan bir dergiydi ve yazılı basında ilk şiiri bu dergide okumuştum. (aklımda sadece bir dörtlüğü ve nakaratı kalmış!)

ZIMBA

Allah diye kalkınca
Seçim oldu hakkınca,
Paşa kızmış, köpürmüş
Bozmak ister aklınca.

Zımba, zımba, zımba.
Boş yere vur bir zımba.

Eskiden de ağıt yakılırmış ölen insanların ardından; tıpkı şimdilerde olduğu gibi. 8-10 köyün bir ağıtçısı olurmuş ve köylerden birinde bir insan vefat ettiğinde, bu ağıtçı çağrılarak ağıt yakması istenirmiş.

Ağıtçının bulunduğu köyle, komşu bir köy mera yüzünden kavgalıymış. Kavgalı olunan bu köyde bir ölüm olayı olmuş ve zorunlu olarak ağıtçıyı çağırmışlar. Düşünebiliyor musunuz, ağıtçı, kendi köyleriyle kavgalı olan başka bir köyün ölüsü için ağıt yakacak. Yaslı ve tarafsız olması beklenir doğal olarak. Ağıtçı, Dr. Ahmet Şükrü Esen’in aşağıdaki ünlü dörtlüğünü, değiştirerek sıkıştırıvermiş yaktığı ağıtların arasına. İşin ilginci, hiç kimse de fark etmemiş yakılan ağıtı. Herkes kaybettiğinin derdinde, yasını yaşıyor. Derler ya: “Ağrın nerendeyse canın da oradadır.” Ne kadar da doğru.

Ne deyim de ağlayayım
Ölü benim olmayınca;
Teker teker biter mi hiç
Kırkar kırkar ölmeyince. 

   


Yorumlar - Yorum Yaz
Şiir Tanıtım Köşesi


Resim sanatçısı Özgür Yalım tarafından çizilmiş olan "Yaşamın Katli" isimli bu başyapıt resim severleri, insan doğasının karanlık yönleri üzerinde düşünmeye teşvik eder!
kosektas.net

Ateş ve Buz
Robert Frost

"Kimi der, dünya ateşle son bulacak
Kimi - buzdağına dönecek.
Arzuyu tattığım kadar,
Aklım ateşten yana olanlara kanar.
Ama iki kez son bulacaksa eğer,
Nefret hakkında yeterince bilgim var
Donarak batmak daha görkemli olacak,
Nefret ancak böyle son bulacak."

"Ateş ve Buz", XX. yüzyılın en ünlü Amerikan şairlerinden biri olan "Robert Frost"un bir şiiridir. 1920'de yayınlanan bu kısa ama etkileyici şiir arzu, nefret ve onlarla birlikte insanların yok oluş temalarını işliyor. "Robert Frost", son derece canlı ve özlü bir dil kullanarak dünyanın sonuna dair düşündürücü bir bakış açısı sunuyor.

Şiirin aslı dokuz dizeden oluşuyor, yani az kelimeyle çok şey söylüyor. İlk iki satırda "Robert Frost", "arzu" ve "nefret" kavramlarını dünyanın sonunun potansiyel nedenleri olarak düşünüyor. Ateşi, insanlığı yutabilecek tutkulu ve tüketen bir  istenç olan arzuyu temsil eden bir güç olarak sunuyor. Tersine, buzun insanlığı dondurup kontrol edebilecek soğuk ve yıkıcı bir duygu olan nefreti simgelediğini tasvir ediyor.

"Robert Frost", bu iki yıkıcı gücün potansiyel sonuçlarını tartışıyor. Ateşin yıkıcı gücünün hızlı ve hararetli bir yok oluşa yol açabileceğini, burada arzu yoğunluğunun teşvik görevi gördüğünü öne sürüyor. Öte yandan buzun kademeli ve amansız tahribatı, nefretin derin ve her şeyi tüketen doğasını temsil ediyor.

Son satırda "Robert Frost", gözlemlerini yansıtıyor ve hem ateşin hem de buzun dünyayı yok etme kapasitesine sahip olmasına rağmen, ateşle ilişkilendirilen arzunun daha tehlikeli olabileceğine ve muhtemelen yıkımın nedeni olabileceğine inandığını ifade ediyor.

Genel olarak, "Ateş ve Buz" insanlığın kendi kendini yok etme potansiyeline dair karanlık ve karamsar bir bakış açısı sergiliyor ve okuyucuları arzunun ve nefretin doğası ve bunların sonuçları hakkında düşünmeye bırakıyor.

"Ateş ve Buz" kısa ve açık bir dil kullanarak derin insani duyguları derinlemesine inceleyen, çok beğenilen bir şiir. "Robert Frost"un "arzu" ve "nefreti" temsil etmek için temel imgeleri ("ateş" ve "buz") kullanması şiire bir evrensellik duygusu getirerek okuyucuların kendi deneyimleriyle kişisel bağlantılar kurmasına olanak tanıyor.

Şiirin kısalığı da etkisini artırıyor. "Robert Frost", sadece dokuz satırda insanlığın potansiyel yıkımını özetliyor ve okuyucular üzerinde kalıcı bir izlenim bırakıyor. Şiirin özlü yapısı duygusal yoğunluğunu arttırıyor, çünkü her kelime anlam taşıyor ve genel temaya ve mesaja katkıda bulunuyor.

Üstelik ateş ve buzun yıkıcı güçleri arasındaki karşıtlık, okuyucuları arzu ve nefretle kendi deneyimleri üzerinde düşünmeye sevk ediyor. "Robert Frost"un bu duyguları keşfetmesi, kontrolsüz tutku ve kalıcı düşmanlığın tehlikelerine karşı bir uyarı görevi görüyor.

Dahası, "Robert Frost"un "Ama iki kez yok olacaksa eğer l Nefret hakkında yeterince bilgim var l Donarak batmak daha görkemli olacak l Nefret ancak böyle son bulacak" şeklindeki son cümlesinin muğlak doğası, daha derin bir yoruma davet ediyor. Bu, "Robert Frost"un hem arzunun hem de nefretin dünyayı yok etme potansiyeline sahip olduğunu düşündüğünü, ancak nefretin yıkıcı gücünü kabul edecek kadar iyi anladığını gösteriyor.

“Ateş ve Buz", az sözle çok şey anlatması, arzu ile nefretin derinlemesine araştırılması, okuyucuları insan doğasının karanlık yönleri üzerinde düşünmeye teşvik etmesi bakımından, güçlü ve düşündürücü bir şiir.

Kaynak: Literature English

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası