Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam35
Toplam Ziyaret802556
Film Tanıtım Köşesi


KARA KAFA
(Schwarzkopf)

Yönetmen
Korhan Yurtsever

Oyuncular
Betül Aşçıoğlu l Savaş Yurttaş l Cüneyt Kaymak l Özlem Güler l Macit Flordun l Gülsen Tuncer l Ercan Demirel l Bülent Oran l
Wolfgang Esch l Bahri Ateş

Türk yönetmen Korhan Yurtsever tarafından 1980 yılında tamamlanan Kara Kafa (Almanca: Schwarzkopf), Türk işçilerinin Almanya'ya göçünü konu ediniyor; yalnızlık, siyasi direniş, sendikal örgütlenme ve feminist hareketin hikâyesini anlatıyor. Film, 1980 yılında gösterime sunulduğunda, Türkiye'deki sansür kurulu tarafından "dost ülke Almanya'nın onuruna hakaret ediyor" gerekçesiyle yasaklanır. Yönetmen Korhan Yurtsever, filmin yasaklanmasından hemen sonra Almanya'ya sürgüne gider.

Filmin Konusu: Almanya’da bir maden işletmesinde çalışan Cafer, daha iyi bir yaşam sürme umuduyla, eşi Hacer ile çocuklarını Almanya'ya götürür. Hamile eşi Hacer, bir iş bulur ve çalışmaya başlar, ancak hemen ardından doğum yapar. İşte bundan sonra, hem aile içinde hem de aile dışında sorunlar başlar. Hacer de, Cafer de çalıştığı için, yeni doğan çocuklarının bakımı sorun olur. Çocuğun bakımını sağlamak için, oğul ve kızlarını, Türkiye’ye gönderiyoruz gerekçesiyle, okuldan alırlar, eve kapatırlar. Oğulları genellikle yalnızdır, zamanının büyük bir bölümünü kentte yalnız dolaşarak geçirir. Kızları, yeni doğan kardeşine bakmak için evde kalmak zorunda kalır. Cafer için önemli olan, çocuklarının eğitimi değil, çocuk parasının ödenmesidir.

Çok bir zaman geçmeden Cafer işsiz kalır, zamanın büyük bölümünü kahvehanelerde kumar oynayarak geçirir. Hacer, hem çalışır hem de dernek, sendika çalışmalarında, kadın örgütlerinde aktif rol alır. Hacer ayrıca, çevresinin de etkisiyle, fiziksel ve zihinsel bir dönüşüm geçirir.

Filmin asıl negatifleri 2022 yılında şaşırtıcı bir şekilde yeniden keşfedilip restore edilir. Bu sayede bu tarihi belgeyi sinemaseverlere sunma olanağı doğar.

Kara Kafa (Schwarzkopf) l 1979 l 82 dakika.

Filmi izlemek için buraya tıklayın.

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası

Taşlama Şiirler - Celalettin Ölgün

TAŞLAMA ÖZELLİĞİNDEKİ ŞİİRLER

Celalettin ÖLGÜN


Köyümüz halkı, ince eleştiri ve iğneleyici sözleri yerli yerinde kullanmada çok ustadır. Bu dalda en ünlü Topal Hüsne’nin (Çöl) çeşitli konularda söylediği taşlamalar, yakıştırmalar birer dörtlük te olsa, aradan uzun yıllar geçmesine karşın canlılığını korumaktadır. Bundan başka taşlama özelliği taşımasa da pek çok insanımız o gün yaşadığı olayı duygulu bir biçimde söyleyerek bu güne değin ulaşmasını sağlamıştır.

TOPAL HÜSNE (ÇÖL), Velav’ın eşi ve teyze kızıdır. Hüsne’nin bu güne ulaşan taşlamaları anlatım içeriği bakımından çok zengindir.

Kendisi için komşusu Döne’yi de katarak:

     Döne yüzünkuylu sürer zırığı
     Kıyıbirden getiremez boruğu
     İyi olsaydık kele Döne, alan olurdu
     Senininen benim gibi buruğu

     Zırık: Erkek eşek
     Boruk: Bir tür çalı, diken
     Buruk: Topal,
     Kıyıbir: Kayaltı ile Kızılağıl köyleri arasında bir yer
     Yüzükoyun: İniş aşağı

Döne’nin ekmek umması üzerine:

     Kele Döne bu kirmenin aslı ne
     Kürtoğlu derler de senin nesline
     Biliyom Döne ekmek istiyon
     Dezem oğlu gölge olmuyor üstüme

     Deze :Teyze

Kızı Topal Hacer’in buyur edildikleri Kayaltı Köyündeki düğüne gidişi ile ilgili:

     Davulun sesi de gelir yıraktan
     Astap geldi Avuç’unan Baraktan
     Daha ne duruyon Topal Hüsne
     Hacer kızın yatamıyo(r) meraktan

     Yırak: Irak, uzak
     Astap: Esvap, giysi
     Buyur etme: Davet etme, çağrılma

Kocası Velav’ın çobanlık yaptığı Cağşak köyünde bir kadına vurulması, ona  bahçenin tüm sebzelerini götürmesi üzerine:

     Velav’ın götünde bozuk bir Livar
     Çağşak’a yaradı bu sene ki hıyar
     Sana diyom sana Memmet Ağası
     Yaşı kırk oldu da çobanını ever

     Livar: Rovölver marka tabanca

Kocasına, iyi gün göstermediği için dertlenişi:

     Neynedim de tandırımı suladım
     Kötü kaderimi bu yıl sınadım
     İlahi Velav da gözün kör olsun
     Tavuk gibi tarlalarda tünedim.

Hasta olan koyunu için:

     Koyunumun anası var
     Yamızında alası var
     Kınamayın komşular
     Bu koyunun ölesi var

     Yamız: Sırt bölgesi

Komşusu Menevşe’den kocasını kıskanması üzerine:

     Tevir tevir şapkasının nakışı
     Öküzleri de çıkamıyo yokuşu
     İçin için korkuyom yarimden
     Öldürecek Menevşe’nin bakışı

     Tevir: Çeşitli
     Menevşe: Menekşe Ateş. Süleyman Ateş’in ebesi


Komşusu Duran’nın hasetliği ile igili

     Kapısını kaldırmadım aradan
     Havasını alamamış biti karadan
     Felek bizi komşu etme Duran’a
     Yıldan yıla kayıp olur sıladan

     Biti kara: Karacalı, ala
     Felek: Talih, kısmet

Topal Hüsne’ye ekin yolma ödüncü eden eltisi Selver’in hastalandım bahanesiyle tarlada akşama değin yatması üzerine:

     Doğrul Selver doğrul, ekin kurtuldu.
     Topal dizim çarık gibi sürtüldü
     Ekin kurtuldu, haberin olsun
     İçinde bir tutam teberiğin olsun

     Ekin kurtulması: İşin bitmesi
     Teberik: Numune, örnek
     Selver: Selver Çöl, Ayrancı’nın karısı. Ölümü: 1980.



Yorumlar - Yorum Yaz
Kitap Tanıtım Köşesi


İsyanın ve Felsefenin Diyalektiği
Merdan Yanardağ

Türkiye’nin önde gelen nitelikli gazetecilerinden Merdan Yanardağ yine şaşırtıcı bir yapıtla karşımızda. Gazeteciliğinin yanı sıra akademik çalışmaları, siyasal ve entelektüel kimliğiyle de tanıdığımız Yanardağ, mesleği nedeniyle olsa gerek, ağır kitapları bile temposu yüksek ve akıcı bir dille kaleme alıyor. Ufuk açıcı eserler üretiyor. Elinizdeki kitap bunun en iyi örneklerinden biri.
 
Siyaset bilimi ve sosyoloji doktoru da olan Yanardağ’ın, gazetecilik deneyiminden süzüp getirdiği ve akademik çalışmaları sırasında kaleme aldığı –ilk kez yayımlanan metinlerden oluşan– İsyanın ve Felsefenin Diyalektiği kitabı, entelektüel ve bilimsel derinliğiyle “parlak bir eser” diye nitelendirilmeyi fazlasıyla hak ediyor.
 
Yanardağ bu çalışmasında, Türkiye solundaki “Türk olmaktan utanma” kompleksinden İran Devrimi’nden çıkarılacak derslere, sosyalist hareket ile Kemalizm ilişkisinden aydınlanma ve modernite tartışmalarına, Oryantalizmin güncelliğinden “aydın” kavramı bağlamında Mannheim ve Gramsci’ye, Althusser’in Marksizme bakışından Foucault’ya, iktidar-rıza denkleminden Gadamer ve Derrida’ya, Türkiye’de cumhuriyetçi solun kimlik sorunundan Antonio Negri’nin teoriyi yeniden kurma girişimine kadar uzanan geniş bir alanda inceleme ve çözümlemeler yapıyor.
 
Kitap, bilgilendirici özelliğinin yanında, entelektüel ve siyasal ortamda yaşanan liberal ve postmodern zihin kirliliğine karşı teorik bir müdahale eseri olarak da okunabilir.
Hem bu kadar ünlü, hatta “popüler” bir gazeteci olup hem de böyle bir kitap yazmak herkesin harcı değil. Okuyacak ve şaşıracaksınız.

İsyanın ve Felsefenin Diyalektiği

Merdan Yanardağ

ISBN: 9786254184611