Aktif Ziyaretçi | 2 |
Bugün Toplam | 57 |
Toplam Ziyaret | 598383 |
Yeterli beslenmeyi, barınmayı, nitelikli eğitimi imkânsız kılan, borç ve faturaları ödeyememe korkusuyla insanın aklını başından alan gelir adaletsizliği ve yoksulluğun, sağlığı, mutluluğu mahvettiğine dair araştırmaların sayısı giderek artıyor.
Yoksulluk beraberinde, artan hastalanma, sakat kalma ve erken ölüm riskini getirirken, kaliteli tedavilerden yararlanma şansını azaltıyor.
Yoksullukla birlikte eğitim düzeyi düşüyor, şiddet düzeyi yükseliyor.
Çocuklar için yoksulluğun uzun vadeli zihinsel sağlık etkileri daha da endişe verici.
Ailelerinin yoksulluk nedeniyle yaşadığı yoğun stres ve travmaya maruz kalmaları, çocukların beyin gelişimini, hatta genlerini kalıcı olarak etkileyen zararlı stres hormonlarını tetikliyor.
Yalnızca fiziksel gelişimlerini değil, zekâ ve öğrenme kapasitelerini de sınırlandırıyor.
Çocuk gelişimine verdiği zarar o denli büyük ki, artık yoksulluğun erken dönem etkileri bir çocukluk hastalığı olarak tanımlanıyor.
‘Applied Research in Quality of Life’ dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, ekonomik ve siyasi özgürlükle mutluluk arasında güçlü bağlar var.
Araştırıcılar özgürlüğü, ‘seçme imkânı’, mutluluğu ise ‘yaşamın öznel keyfi’ olarak tanımlıyor ve şöyle diyorlar:
“Siyasi özgürlük arayışının nedenlerinden biri, özgürleşmenin daha fazla sayıda insanın mutluluğuna katkıda bulunacağı inancıdır. Bu inancın arkasındaki teori ise yaşamımızı istediğimiz biçimde yönlendirdiğimizde, daha doyurucu yaşamanın mümkün olmasıdır.”
Bu saptamalara katılmamak mümkün mü!
Mutluluk, ekonomik ve siyasi özgürlükten beslenir; sağlığımızın düzeyini belirler...
Yoksulluk yalnızca parasızlık değil, kişinin insan olarak kendi potansiyelini gerçekleştirme imkânına da sahip olmaması demektir.
Ve insanların büyük çoğunluğu, yeterli kaynaklara sahip olup özgür seçimler yapabildikleri sürece, kendi mutluluklarını tasarlama yeteneğine sahiptirler.
Dr. Şafak Nakajima
ŞAİR VE YAZARLARIMIZ ![]() Dilimiz Türkçe, yıllardır konuştuğumuz bir dil, Birliği bu dil üzerine kurmuş eski nesil, Vermemiş başka bir dile asla meyil... CEMİL GÖREN 1961 Köşektaş doğumlu. İlk okulu köyünde, orta okulu ve liseyi ilçesi Hacıbektaş'dta okudu. Emekli Makam Şoförü. Şiirlerinde insan sevgisi, birlik – beraberlik ve yurt sevgisini günlük konuşma diliyle akıcı ve destansı bir şekilde dile getirir. Bugüne dek; Gönülden Dile Gelenler, Sevgi - Muhabbet Ocağı Hacıbektaş ve Birliğin Türküsü adlı üç kitabı yayımlandı. BASILI ESERLERİ
GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ
|
Okumuş yazmışların bir görevi olmalı: Bu olağanüstü baskıcı,
müstebit iktidarın yarattığı ortama alışmayı önlemek!