Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam54
Toplam Ziyaret665791
Klepetan ile Malena

Klepetan ile Malena, birbirlerine duydukları amansız aşk ile tüm dünyada tanınan bir leylek çifti. Klepetan, 2001 ile 2021 yılları arasında, kanadına isabet eden bir fişek sonrası uçma kabiliyetini kaybetmiş olan Malena ile çiftleşmek için, her bahar, Güney Afrika'dan Hırvatistan'a uçtu.

Hırvatistan, leylekler için çekici bir göç ülkesi; ülkeye her yıl yaklaşık 1.500 civarında leylek göçüyor ve kimi köylerde insanlardan çok leylek yaşıyor.

Stjepan Vokić, 1993 yılında, avcılar tarafından vurulmuş, bu yüzden uçma kabiliyetini kaybetmiş olan Malena'yı bulur, yarasını sarar ve bakımını üstlenir. 2001 yılında, Stjepan Vokić'in Klepetan adını verdiği bir erkek leylek Malena'yı ziyaret etmeye başlar. İzleyen yıllarda Klepetan, Malena ile çiftleşmek için, her bahar Hırvatistan'a göçer. Bir radyo izleme bandı aracılığıyla, Malena ile buluşmak için, Klepetan'ın her yıl, Güney Afrika'dan Hırvatistan'a, 13.000 kilometrelik bir yol katettiği belirlenir. Malena avlanamadığı için yavrularına Stjepan Vokić bakar; onlara yuva ve barınak yapar, onları besler. Çiftin toplamda altmış altı civcivleri olur.

Klepetan, 2019 yılının Mart ayında, Hırvatistan'a alışılmışın dışında erken göçer, Nisan ayında erkenden ayrılır, ancak yazın geri kalanında geri dönmez. Çoğu kimse, Klepetan'ın ölmüş olabileceğini düşünür, ancak o, 2020 yılının Nisan ayında, Malena'ya bir kez daha döner. 

Ancak Melena, 7 Temmuz 2021'de, yaşlılık ve doğal sebeplerden ötürü hayatını kaybeder ve dillere destan olmuş olan bu aşk hikayesi hazin bir şekilde sona erer.

Kaynak: Wikipedia, the free encyclopedia, Klepetan and Malena


Biat Toplumunun Kökenleri

Prof. Dr. M. Orhan Öztürk’ten ‘Biat Toplumunun Kökenleri’

Toplumumuzda günden güne artan kadın cinayetlerinin, çocuk istismarlarının, hayvanlara karşı şiddetin, doğaya ve çevreye karşı vurdumduymaz davranışların temelinde nasıl bir ruh hali vardır?

Toplumun ve devlet yönetiminin hemen her kesimini sarmış görünen değerler yozlaşmasının kökenleri nelerdir? Cumhuriyet’in önemli atılımlarının ve Dil Devrimi’nin, özerk benlikli yurttaşlar yaratmadaki rolü nedir? Sorunlarımızın kaynaklarını tanımadan neyle savaşacağımızı bilebilir miyiz?

70 yıla yakın süredir ruh hekimliği yapan Prof. Dr. M. Orhan Öztürk, Cumhuriyet Kitapları tarafından yayımlanan Biat Toplumunun Kökenleri: Özerk Benlik - Kul Benlik adlı incelemesinde yetkin bilgi birikimi ve gözlemleriyle tüm bu sorulara yetkin yanıtlar veriyor. Özerk benlik, kul benlik kavramlarını, “biat toplumunun ruhsal kökenleri”ni örneklerle tanımlamaya çalışıyor.

Ülkemizde kişilik gelişmesinde özerk benlik duygusunu kısıtlayan, kul benliği besleyen gelenekleri, inançları, toplumda kadının yerini, ailede ve toplumda egemen olan baskıcı, kısıtlayıcı eğitim-öğretim düzenini irdeliyor, temel sorunların çözüm yollarını imliyor.

Biat Toplumunun Kökenleri: Özerk Benlik - Kul Benlik / Prof. Dr. M. Orhan Öztürk / Cumhuriyet Kitapları / 216 s. / 2022

  
168 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Yaren Leylek Geldi

Nihayet, nihayet, Yaren Leylek, yaklaşık on bir gün gecikmeyle, geldi ve Adem amcanın teknesindeki yerini aldı!


Bursa'nın Karacabey ilçesinde Uluabat Gölü'nün kıyısındaki kırsal Eskikaraağaç Mahallesi'nin simgesi "Yaren" leylek, 12'nci yılında da gelerek kendisini bekleyenlerin gözlerini yollarda bırakmadı.

Önceki yıllarda mahalleye ulaşıp göl manzaralı yuvasına konduğu tarihlerin üzerinden yaklaşık 20 gün geçtiği için kendisini bekleyenleri endişelendiren Yaren ile eşi "Nazlı"nın gelişi, sevenlerini mutlu etti.

Balıkçı Adem Yılmaz ile kurduğu "dostluk hikayesi" ile tanınan Yaren leylek, göç mevsiminde Avrupa Leylek Köyleri Birliği üyesi Eskikaraağaç'a ulaşarak Yılmaz'ın kayığına kondu.

Kayığında Yaren'le "geleneksel" pozunu veren Yılmaz, yaptığı açıklamada, "Ayın 6'sından 15'ine kadar öldüm öldüm dirildim. Gelecek mi gelmeyecek mi hep merak ettim. Şükürler olsun geçen yıl geldiği tarihten 11 gün sonra döndü. Tüm sevenlerimizi köyümüze bekliyoruz. Ben ve köylüm çok memnun olduk Yaren'in gelişine. Mutluluğumu tarif edemem, çok sevindim." ifadesini kullandı.

Doğa ve yaban hayatı fotoğrafçısı Alper Tüydeş de geçen yıl Yaren geldiğinde havanın karlı olduğunu dile getirdi.

Kar ile karşılaşmamak için geciktiğini düşündüklerini aktaran Tüydeş, "Yaşı da var, ondan da korktuk artık gelememe ihtimali de var. Her sene bu ihtimalle uğurluyoruz onu. Neyse ki geldi. Bunca sıkıntılı, üzücü gündem arasında Yaren leylek umutla bekleyişin sembolü olmuştu ve sonunda hikaye bu yıl da gerçek oldu. Tüyü kadar ömrü olsun." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'yi Avrupa Leylek Köyleri Birliğinde temsil eden tek yerleşim bölgesi olan Eskikaraağaç, her yıl göç döneminde on binlerce leyleğin geçtiği bir göç rotası üzerinde bulunuyor. Mahalle aynı zamanda yerleşik leyleklere de ev sahipliği yapıyor.

12 yıl önce Uluabat Gölü'nde balık tutarken kayığına konan ve daha sonra Yaren adı verilen leylekle dostluğu başlayan Adem Yılmaz'ın tanık olduğu hikaye, Alper Tüydeş'in fotoğraflarını paylaşmasıyla uluslararası bir üne kavuştu.

Eskikaraağaç'ta ilkbaharda Yaren leyleğin gelişiyle turizm hareketliliği de yaşanıyor.

Karacabey Belediyesince kurulan kamera sayesinde "Yarenleylek.com" veya Youtube üzerinden kullanıcılar Yaren'in yuvasını izleyebiliyor.

Haber: Birgün Gazetesi