Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam350
Toplam Ziyaret761391
Norman Rockwell

Bir spor olayı, bir tartışma, zorlu bir çalışma, bir çeşit gevezelik, Norman Rockwell'in işlemiş  olduğu, resimlerine yansıtmış olduğu kimi konular, ancak uyum yıllarında ABD'li polis memurlarının himayesinde okula giden bir kız çocuğunu konu edinen “Hepimizin Yaşadığı Sorun” adlı çalışması, belki de en dikkate değer olanı.

Üretken ve yetenekli bir illüstratör olan Norman Rockwell, 20. yüzyılın ortalarında Amerika'nın en popüler sanatçısıymış ve haftalık The Saturday Evening Post dergisi için üç yüzün üzerinde kapak resmi çizmiş. 

Tarzı abartılı bir gerçekçilik olan Rockwell’in resimleri, gerçek gibi görünen insanlar, sadece bir miktar karikatür içeriyor. Rockwell zamanla, Saturday Evening Post'un okuyucu kitlesinin ilgisini çeken hikayeler ve karakterler konusunda uzmanlaşmış: Beyaz, Orta Sınıf Amerika, Yaramaz Çocuklar, Vızıltılar ve At Kuyruklular, Yakışıklı Kocalar ve Pembe Yanaklı Eşler, Nazik ve Kibar Büyükler, Sevimli Köpekler ve daha niceleri,  kimi zaman belirli bir anın hemen öncesinde, kimi zaman da  hemen sonrasında yakalanmışlar Rockwell’in fırçasına.

Resime konu olan Ruby Bridges, 1954 yılında doğmuş; aynı yıl yüksek mahkeme, aldığı bir kararla, o yıllarda okullarda yapılan ayrımcılığın anayasaya aykırı olduğunu ilan etmiş. Ancak, Ruby Bridges anaokuluna başladığı yıllarda, birçok okul yüksek mahkemenin aldığı karara uymamış. Ruby'nin ebeveynleri, New Orleans'taki okullarda yapılan ayrımcılığa karşı çıkmışlar, fakat bunun bedelini çok ağır ödemişler: Babası işini kaybetmiş, çiftçilikle uğraşan büyükannesi ile büyükbabası topraklarından ayrılmak zorunda kalmış. 

Evli ve dört çocuk annesi olan bayan Bridges Hall, New Orleans'ta, demokratik değerleri; hoşgörüyü, saygıyı ve tüm farklılıkların uyum içinde yaşamalarını teşvik etmek amacıyla, “Ruby Bridges Vakfı”nı kurmuş. Barack Obama, okullarda ayrımcılığa karşı başlatılan mücadelenin 50. yıldönümünde, Norman Rockwell Müzesi’ni Ruby Bridges Hall ile birlikte gezmiş ve o tablonun önüne geldiklerinde: "Eğer siz olmasaydınız, ben bugün başkanlık koltuğunda oturmayabilirdim!” demiş.

Ruby'nin okula yürüyüşü, Amerika’daki iç savaşa kadar uzanan bir tarihin parçası olmuş. Abraham Lincoln'ün özgürlük bildirgesine ve ABD anayasasında köleliği kaldıran bir değişikliğin kabul edilmesine rağmen, Afrika kökenli Amerikalılar hiçbir zaman tam anlamıyla özgür olamamışlar. 1800'lerin sonlarına gelindiğinde ise, güney eyaletlerde yürürlükte olan "Jim Crow Yasaları", siyah tenlilerin kütüphaneler, okullar, toplu taşıma araçları ve yüzme havuzları gibi herkese açık sosyal tesisleri beyaz tenlilerle paylaşmalarını engellemiş..

Bilgi: Bu sütuna aktarılan bilgiler, "The Saturday Evening Post" adlı haftalık bir derginin Internet sayfasından edinilmişlerdir! 

kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası

Deve Tellal, Pire Berber İken

Memnune Şen

Kimi zaman; işin karnın yarıldığı sıralar, yapılacak işin ucundan tutacak birini bulamaz insan. Çoğu zaman; eline yaba verip tınaz attıracak, evraaç tutuşturup ekmek evirdecek, çamur kardırıp kümes yaptıracak kimseyi bulamazdım. Konu komşu  omuzuma çok biner, laf heyket edip, kakıç kakmak için fırsat kollardı.

Senenin birinde, kar kış kapıya dayanmadan, kış için ekmek yapayım dedim. Derdim, konunun komşunun, dostun düşmanın diline düşmeden, kışlık ekmeğimi hazır etmekti.

İşe bir gün önceden başlayıp, tüm hazırlıklarımı yaptım. Hilmi’ye akşam erken yatıp, sabah erken kalkmasını, ekmeği evirmesini tembihledim.  

Sabah erkenden kalktım. Hamuru yoğurdum. Saçmayı, sapı tandırın başına yığdım. Tandırı yakmadan varıp şu Hilmi’yi kaldırayım dedim. İçeri girdim ki, ne göreyim, yorgan dürülüce duruyor. Sanki, yer yarılmış, içine girmiş,  Hilmi yok.

Hiç beklemedim. Gidip tandırı yaktım. Başladım hamuru açıp, ekmeği pişirmeye. Daha bir döküm bile bitmeden, Salim’in feriği Lale geldi.

Hilmi ile Hacı, eski ilkokulun çatısından yakaladıkları iki telis torba dolusu güvercini Lale’ye götürüp, kızartmasını istemişler. Lale Hacı’ya, güvercinleri kızartacağını ancak bir gün sonra, diğer kardeşleri ile birlikte yenmeleri koşuluyla. Hacı, analığının bu koşulunu çaresiz kabul etmiş. Hilmi ile Hacı, güvercinlerin tüylerini bir solukta yolmuşlar. Lale, soyulmuş güvercinleri kızartmış, bir tepsiye koymuş, üzerini örtmüş ve kısa bir süre için evden ayrılmış. Lale’nin evden ayrılışını fırsat bilen Hilmi ile Hacı, mutfağa girmişler, milangazı yakıp bir tas yağlamaç yapmışlar. Yağlamaçla birlikte kızarmış iki telis torba dolusu güvercini, bir tane bile bırakmadan, yemişler. Karınları doyduktan sonra, korktuklarından olacak, kaçmışlar. Görenler, Hilmi ile Hacı’nın, Sarılar - Avanos istikametine doğru gittiklerini söylemişler.

O gün bu haberi aldıktan sonra, akşama dek; hem hamur açtım, hem ekmek evirdim, hem de aşağıdaki türküyü söyledim:  


Dürülü de şu Hilmi`nin yorganı
Dağa doğru nasıl çıktın korkmalı
Avanos`ta savcılığa sormalı
Hilmi`yi, Hacı`yı görmediniz mi?

Gökteki güvercinler kanat açıyor
Suçlandı Hilmi nereye kaçıyor 
Evdeki ziyana kıymet biçiyor
Hilmi`yi, Hacı`yı görmediniz mi?

Gittiğin yollar ne kadar dolamaç
Pişti güvercinler oldu bulamaç
Dibine etmiş koca tas yağlamaç
Hilmi`yi, Hacı`yı görmediniz mi?


Yaba: Harman savurmakta kullanılan, çatal biçiminde, tahtadan yapılmış tarım aracı.
Tınaz: Rüzgarda savrulmak için hazırlanan dövülmüş tahıl yığını.
Evraaç: (Halk Dili) Açılmış ekmeği döndürüp çevirerek pişirmek için kullanılan ağaçtan yapılmış bir gereç. 
Evirmek: Döndürmek, çevirmek.
Saçma: (Halk Dili) Sap saman karışımı, tandırda ekmek pişirmek için kullanılan bir yakacak türü.
Tandır: Köylerde yere çukur kazılarak yapılan bir tür fırın.
Telis Torba: Bitkisel tellerden yapılmış, kaba örgülü büyük çuval.
Hilmi: Hilmi Şen ( Memnune Şen`in oğlu).
Hacı: Hacı Şen (Salim Şen`in oğlu).
Salim: Salim Şen.
Ferik: (Halk Dili) İlk eşin üzerine getirilen ikinci bir eş için kullanılan bir deyim.
Yağlamaç: (Halk Dili) Yukfa ekmeği yağda kızartarak yapılan bir yemek türü.



0 Yorum - Yorum Yaz
Teyyareler Köye İndi


Hüseyin Seyfi

Unutulmaya yüz tutmuş konuları, berrak bir dille yazıya yansıtarak, Internet ortamında manşetleştiren öğretmen Hüseyin Seyfi'ye çok teşekkür ederiz!
kosektas.net

Köyde kiremitli derme çatma üç binadan biri okul, biri sağlık- ebe evi, buna, köylü ‘ebe damı’ diyordu. Diğer kiremitli ev ise askerlik görevini yaparken gözlerini kaybeden Omar Emmi’ye devlet tarafından yaptırılmıştı. Bunlara bir de çinko kubbeli camiyi sayarsak biraz modern görünümlü dört bina. Bu modern görünümlü dört binadan dolayı köye iki uçak indiğine tanık olmuştuk.

Islak bir mart ayında dört kızdan sonra Doyduk Teyze’nin üçüz doğurduğu seneydi. Mahallede yedi sekiz yaşlarında birkaç çocuk bebekleri merak edip, Doyduk Teyze’nin evine bebekleri görmeye gitmiştik.

Bebeklere sevgi ile bakarken dışarda şiddetli bir gürültü işittik. Ara sıra köye gelen motorlu araçların gürültüsüne koşan biz çocuklar, bebekleri beşiklerinde bırakıp dışarı fırladık. Toprak evlerin tepeleri bir anda insanlarla dolmuştu. Gökyüzünde iki uçak alçaktan uçuyor köy üzerinde sanki şov yapıyordu.

İnsanlar uçaklara el sallıyor, şapkası olan yetişkin erkekler şapkalarını ellerine almışlar uçakları selamlıyorlardı. Bir iki kişi de bayrak gösteriyordu. Uçaklar gökyüzünde üç beş kilometre kadar uzaklaşıyor, tam ayrılacaklar sanıldığı anda geri dönüyorlar alçaktan köy üzerinde uçuyorlardı. Sonunda bu kadar kalabalığın merakını ve selamlayışını kıramadı uçaklar ve arka arkaya iki kuş gibi harman yerine indiler. O zamana kadar değil uçak, doğru dürüst makinalı araç bile görememiş çocuklar ve köylüler karşıya, harman yerine hücum ettiler. Uçaktan birer pilot inerek köylüleri, köylüler de onları karşıladı.

Çok geçmeden uçakların iniş nedenleri anlaşılmıştı. Köyü Hacıbektaş sanmışlar geçerken Hacıbektaş Veli Türbesini ziyaret etmek istemişlerdi. Ebe evinin iki bayrağı sağlık ocağı, caminin minaresiz kubbesi Hacıbektaş Veli Türbesi görüntüsü vermiş pilotlar köye inmişlerdi. Taşıt olarak sadece at arabalarının kullanıldığı bir zamanda, tüm köylü ilk ve son kez köye inen tayyare görmüşlerdi.

Hüseyin Seyfi


Gerçekte bu bahçe eteğinde çiçeği olan herkese açıktır. Çiçeği bu bahçeye dikmek için; çiçeğin sağlam, sağlıklı ve kaliteli olması, çiçeğin güzel kokması gerekmektedir.

Hem bir bütün olarak hepimizin, hem de ayrı ayrı her birimizin olan bu bahçeyi çiçeklerinizden mahrum bırakmayın! kosektas.net, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası