Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam56
Toplam Ziyaret665793
Klepetan ile Malena

Klepetan ile Malena, birbirlerine duydukları amansız aşk ile tüm dünyada tanınan bir leylek çifti. Klepetan, 2001 ile 2021 yılları arasında, kanadına isabet eden bir fişek sonrası uçma kabiliyetini kaybetmiş olan Malena ile çiftleşmek için, her bahar, Güney Afrika'dan Hırvatistan'a uçtu.

Hırvatistan, leylekler için çekici bir göç ülkesi; ülkeye her yıl yaklaşık 1.500 civarında leylek göçüyor ve kimi köylerde insanlardan çok leylek yaşıyor.

Stjepan Vokić, 1993 yılında, avcılar tarafından vurulmuş, bu yüzden uçma kabiliyetini kaybetmiş olan Malena'yı bulur, yarasını sarar ve bakımını üstlenir. 2001 yılında, Stjepan Vokić'in Klepetan adını verdiği bir erkek leylek Malena'yı ziyaret etmeye başlar. İzleyen yıllarda Klepetan, Malena ile çiftleşmek için, her bahar Hırvatistan'a göçer. Bir radyo izleme bandı aracılığıyla, Malena ile buluşmak için, Klepetan'ın her yıl, Güney Afrika'dan Hırvatistan'a, 13.000 kilometrelik bir yol katettiği belirlenir. Malena avlanamadığı için yavrularına Stjepan Vokić bakar; onlara yuva ve barınak yapar, onları besler. Çiftin toplamda altmış altı civcivleri olur.

Klepetan, 2019 yılının Mart ayında, Hırvatistan'a alışılmışın dışında erken göçer, Nisan ayında erkenden ayrılır, ancak yazın geri kalanında geri dönmez. Çoğu kimse, Klepetan'ın ölmüş olabileceğini düşünür, ancak o, 2020 yılının Nisan ayında, Malena'ya bir kez daha döner. 

Ancak Melena, 7 Temmuz 2021'de, yaşlılık ve doğal sebeplerden ötürü hayatını kaybeder ve dillere destan olmuş olan bu aşk hikayesi hazin bir şekilde sona erer.

Kaynak: Wikipedia, the free encyclopedia, Klepetan and Malena



1890`lı Yıllarda Ren Nehri Üzerindeki Theodor Heuss Köprüsü`nden Çekilmiş Bir Mainz Fotografı:

M A I N Z E R

REN-MAIN BÖLGESİNİN İNCİSİ GUTENBERG KENTİ MAINZ

LÜTFULLAH ÇETİN


Gutenberg Kenti Mainz, Almanya Federal Cumhuriyeti'nin iç kesimlerinde, Ren Nehri kıyısında yer alır. Rheinland-Pfalz eyâletinin başkenti ve eyâletteki en büyük kenttir. Alman Federal Cumhuriyeti`nin önde gelen eğlence ve kültür merkezlerinden olan Mainz, Karnavalın sayılı kalelerinden bir tanesidir.

Verimli Ren vadisinin ticaret merkezi olan Mainz aynı zamanda Avrupa'nın belli başlı su, demir, hava ve karayollarının kesiştiği bir noktadır. Ren-Main Bölgesi’nin gösterişli ve alımlı incisi bu kentten trenle on beş dakika gibi kısa bir sürede ulaşılabilen Frankfurt Ren-Main Havaalanı, Avrupa'nın en büyük ve en işlek havaalanlarından biridir.

Çok önemli bir medya merkezi olan Mainz, İkinci Alman Televizyon Kanalı ZDF ile; SAT1, SAT3 ve SW3 isimli diğer Alman televizyon kanalları ve SWR, RPR1 gibi Radyo İstasyonları’na ev sahipliği yaptığıdan ‘Medien Stadt’ (Medya Kenti) olarak da anılır.

Matbaayı icat eden ünlü mucip Johannes Gutenberg’in doğduğu kent olma özelliğine de sahip olan Mainz, bir festivaller ve eğlenceler merkezidir de ayrıca. Kentin merkezinde ve kenar mahallelerinde büyüklü küçüklü ellinin üzerinde festival, şenlik ve kutlamalar düzenlenir. Seçkin bir hastane ve üniversiteye de sahip olan Mainz, yaklaşık 35 bin üniversite öğrencisi ve iki adet Max-Planck Enstitüsü ile ünlü bir Bilim ve Araştırma Metropolü’dür. Alman şarap ticaretinin en önemli merkezlerinden biri olan Mainz’in Alman 1. Liği’nde top koşturan bir de futbol takımı var. (Mainz 05)

II. Dünya Savaşı sırasında yapılan bonbardımanlar sonucu çok büyük yıkıma uğramış, kent merkezinin neredeyse tümü yerle bir edilmiş olsa da, savaştan hemen sonra başlatılan restore çalışmaları sonucu, kent adeta yeniden yapılandırılmıştır.

Geniş yeşil alanlar ve parklar zengini Mainz, bağrında yaşayan insanlara çok cömert davranıp, dinlendirici ve doğal bir ortam sunar. Kentin tam göbeğinde ve çevresinde, yabanıl yaşamı ve doğayı koruma alanları olabildiğince geniştir. Gerek sportif ve yarışma etkinlikleri, gerekse piknik yapmak için büyük olanaklar sağlayan parkların içinde yüzme havuzları, bisiklet yolları, gezinti kordonları, barlar, kafeteryalar, botanik ve hayvanat bahçeleri mevcuttur.



Gerek bağrında barındırdığı eşsiz tarihi yapılar, gerekse içinde yaşattığı güler yüzlü, hoşgörülü insanlarıyla Mainz, yaşamak için ülküsel ve modern bir kenttir. İnşası şavaş ve kıyımların yaşandığı 1627 yılında Kurfürst Georg Friedrich von Greiffenklau tarafından başlatılan ve o günden bu güne yüzyıllar geçmiş olmasına rağmen, ihtişam ve muhteşemliğinden hiçbir şey kaybetmemiş olan Kurfürstliches Schloss adlı tarihi yapı, Mainz’in olmazsa olmazıdır adeta. Kentin adeta gözbebeği durumundaki bir diğer muhteşem yapı Dom Kilisesi (Kathedrale und Bischofskirche) inananlara 1000 yıldır ev sahipliği yapmaktadır. İnşasına Bischof Willigis tarafından İS. 975 yılında başlanan ve romantik bir yapı sitiline sahip olan Dom Kilisesi, Ren Nehri yakınlarında ve kentin tam merkezinde yer almaktadır.

Gutenberg`i, Ren`i, Main`i, Karnavalı, Dom`u, Schloss´u, Theodor Heuss Köprüsü, Volksparkı, festivalleri, tiyatroları, sinemaları, müzeleri, eski evleri, üniversitesi, kütüphaneleri, şarap lokalleri, birahaneleri, dönercileri, pizzacıları, parkları, bahçeleri, bağları, üzümleri, şarapları, türkü ve şarkılarıyla Mainz, yaşamak için ülküsel bir mekan arayanların beklentilerine yanıt verebilecek düzey ve zenginlikte bir kenttir, Köşektaş Köyü Bilgisunum Sayfası http://www.kosektas.net/ `in düzenlenmesi bu kentten yapılmaktadır...

Not: Gutenberg kenti Mainz'i tanıtan bu yazının bir nüshası Özgür Ansiklopedi Vikipedi'ye bağışlanmıştır. kosektas.net

Almanya Ren-Main Bölgesi'nin İncisi Mainz ve Çevresi'nden Görüntüler.

''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''
 
Aşağıdaki linklere tıklayarak ulaşacağınız görüntürlerin yaratıcısı fotograf ve film dizayneri  Helmut Koelbach`dır.


Görüntüleri büyültmek için ENLARGE, tüm ekran görüntüsü elde edebilmek için ise FULL SCREEN düğmesine bir kez tıklayınız.

kosektas.net


GÖRÜNTÜLER
 
Augustinerstr.
 
 Augustiener Caddesi I
 
Christuskirche Christus Kilisesi
 
Citadel Mainz Kalesi
 
Hoefchen
 Gutenberg Meydanı
 
Kirschgarten Kiraz Bahçesi
 
Leichhof Leichhof Alanı
 
Leichhofstr. Leichhof Caddesi
 
Old Town Eski Şehir
 
Palace Palas
Potpourri Augustiener Caddesi II
 
Rhine Riverside
 Ren Nehri ve Theodor Heuss Köprüsü
 
Schoefferstrasse
 Schoeffer Caddesi
 
Theatre
 Tiyatro
Theatrum Romalılar Tiyatrosu
 
Liebfrauenplatz
 Liebfrauen Meydanı
 
 




0 Yorum - Yorum Yaz
Yaren Leylek Geldi

Nihayet, nihayet, Yaren Leylek, yaklaşık on bir gün gecikmeyle, geldi ve Adem amcanın teknesindeki yerini aldı!


Bursa'nın Karacabey ilçesinde Uluabat Gölü'nün kıyısındaki kırsal Eskikaraağaç Mahallesi'nin simgesi "Yaren" leylek, 12'nci yılında da gelerek kendisini bekleyenlerin gözlerini yollarda bırakmadı.

Önceki yıllarda mahalleye ulaşıp göl manzaralı yuvasına konduğu tarihlerin üzerinden yaklaşık 20 gün geçtiği için kendisini bekleyenleri endişelendiren Yaren ile eşi "Nazlı"nın gelişi, sevenlerini mutlu etti.

Balıkçı Adem Yılmaz ile kurduğu "dostluk hikayesi" ile tanınan Yaren leylek, göç mevsiminde Avrupa Leylek Köyleri Birliği üyesi Eskikaraağaç'a ulaşarak Yılmaz'ın kayığına kondu.

Kayığında Yaren'le "geleneksel" pozunu veren Yılmaz, yaptığı açıklamada, "Ayın 6'sından 15'ine kadar öldüm öldüm dirildim. Gelecek mi gelmeyecek mi hep merak ettim. Şükürler olsun geçen yıl geldiği tarihten 11 gün sonra döndü. Tüm sevenlerimizi köyümüze bekliyoruz. Ben ve köylüm çok memnun olduk Yaren'in gelişine. Mutluluğumu tarif edemem, çok sevindim." ifadesini kullandı.

Doğa ve yaban hayatı fotoğrafçısı Alper Tüydeş de geçen yıl Yaren geldiğinde havanın karlı olduğunu dile getirdi.

Kar ile karşılaşmamak için geciktiğini düşündüklerini aktaran Tüydeş, "Yaşı da var, ondan da korktuk artık gelememe ihtimali de var. Her sene bu ihtimalle uğurluyoruz onu. Neyse ki geldi. Bunca sıkıntılı, üzücü gündem arasında Yaren leylek umutla bekleyişin sembolü olmuştu ve sonunda hikaye bu yıl da gerçek oldu. Tüyü kadar ömrü olsun." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'yi Avrupa Leylek Köyleri Birliğinde temsil eden tek yerleşim bölgesi olan Eskikaraağaç, her yıl göç döneminde on binlerce leyleğin geçtiği bir göç rotası üzerinde bulunuyor. Mahalle aynı zamanda yerleşik leyleklere de ev sahipliği yapıyor.

12 yıl önce Uluabat Gölü'nde balık tutarken kayığına konan ve daha sonra Yaren adı verilen leylekle dostluğu başlayan Adem Yılmaz'ın tanık olduğu hikaye, Alper Tüydeş'in fotoğraflarını paylaşmasıyla uluslararası bir üne kavuştu.

Eskikaraağaç'ta ilkbaharda Yaren leyleğin gelişiyle turizm hareketliliği de yaşanıyor.

Karacabey Belediyesince kurulan kamera sayesinde "Yarenleylek.com" veya Youtube üzerinden kullanıcılar Yaren'in yuvasını izleyebiliyor.

Haber: Birgün Gazetesi